23. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/1804 Karar No: 2020/4353 Karar Tarihi: 16.12.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2020/1804 Esas 2020/4353 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2020/1804 E. , 2020/4353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca işin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesine rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini, müvekkilinin 2012 Ağustos ayı hak edişi ile 2012 yılı Eylül ayı hak edişinin ödenmediğini ileri sürerek teminat mektubunun iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL hak ediş alacağının tahsilini talep ve dava etmiş, 19.11.2015 tarihli ıslah yoluyla alacağını 39.251,76 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı idarenin haklı olduğu, davalı tarafından sözleşme ve eklerinde yazılı savunmada belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden teminat mektubunun iadesinin, bakiye hak ediş alacağının ödenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 13.02.2020 tarih ve 2016/9618 E., 2020/936 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Hizmet alım sözleşmeleri, yüklenici tarafından kendi işçisi ile işverene ait bir işin yerine getirilmesini amaçlayan karma sözleşmelerdir. Bu sözleşme uyarınca çalışan işçinin yüklenici işçisi olması, işçiye karşı yüklenici ve işverenin birlikte sorumlu olması nedeniyle işverenler tarafından sözleşmelere yüklenici açısından birtakım hükümler konulmaktadır. Bu hükümlerin konuluş amaçlarının gerçekleşmesi yani riskin ortadan kalkması halinde dahi sözleşme hükümlerine şeklen bağımlı kalmak yüklenicilerin mağduriyetine sebep olabilmektedir. Bu durumda işveren tarafından risk için somut bir gerekçe gösterilmediği hallerde sırf sözleşmede belirlenen birtakım şekli unsurların yerine getirilmemesi gerekçesiyle taleplerin reddedilmesi sözleşme hukukuna uygun düşmez. Somut olayda davacı yüklenici ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin sona erdiği, davacı edimlerinin yerine getirildiği, davacı işçileri için yapılmayan birtakım ödemelerin davacı hakedişinden kesilerek ödendiği, bakiye hakedişin ödenmediği gibi teminat mektubunun da iade edilmediği anlaşılmaktadır. İşveren davalı tarafından işçilerin herhangibir alacaklarının bulunduğu iddia edilmediği, yargılamanın devamı süresince de böyle bir iddiayı gündeme getirmediği anlaşılmaktadır. İşçilerin iş akitlerinin kıdem tazminatı gerektirecek şekilde sona erip ermeyeceği meçhuldür. Bu durumda meçhul bir zamanda gerçekleşmesi meçhul bir olay için davacının hakedişinin ödenmemesi ve teminatının iade edilmemesi hukuken korunması mümkün olmayan bir davranıştır. Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın da bu gerekçelere istinaden bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Dairemizin 13.02.2020 tarih ve 2016/9618 E., 2020/936 K. Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmasına, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme ve peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.