11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5699 Karar No: 2017/8601 Karar Tarihi: 05.12.2017
Resmi belgede - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5699 Esas 2017/8601 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/5699 E. , 2017/8601 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Sanık tarafından düzenlendikten sonra, muhtar ve azaya onaylattırılan suça konu “muvafakatname ” başlıklı belgelerin özel belge niteliğinde olması ve muhtarın onayının sahte olduğuna ilişkin her hangi bir iddianın bulunmaması karşısında, suç vasfında yanılgıya düşülerek özel belgede sahtecilik suçu yerine resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, 2- Doğrudan gelir desteği alabilmek için ibraz ettiği belgeler arasında yer alan suça konu muvafakatnamelerde katılan adına sahte imza attığı iddia ve kabul edilen olayda öncelikle suça konu muvafakatnamede imzası bulunan diğer mirasçılar da dinlenilerek fiili taksim olup olmadığı, sanığın beyan ettiği yerlerde fiilen tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığı, arazi miktarının ve ekilen ürünün gerçeğe uygun olup olmadığı, doğrudan gelir desteğinden yararlanma koşullarını taşıyıp taşımadığı araştırılıp, yararlanma hakkının olması halinde eylemin faydasız sahtecilik olacağı ve suç oluşturmayacağı gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3- Kabule göre; a)5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinden, suça konu muvafakatnamelerin aynı anda düzenlenip düzenlenmediği araştırılıp, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma imkanının bulunup bulunmadığı da belirlenerek, sonucuna göre, sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.