11. Hukuk Dairesi 2020/4362 E. , 2021/6366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.04.2017 tarih ve 2014-768/488 sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 22.11.2019 tarih ve 2017-3333/2616 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı şirket vekili, davacı yetkilisi ..."in davacı şirketin en büyük hissedarı ve temsile yetkili kişisi olduğunu, şirkette ..."in kızı ve damadı ..."ın çalıştığını, aradaki güven ilişkisi nedeniyle şirketin finans işlerinin damadına verildiğini ve çelik kasanın yedek anahtarının da teslim edildiğini, 12/02/2013 tarihinde çek hesabının bulunduğu, Finansbank tarafından aranılarak keşidecisi davacı şirket, lehtarı ... olan 5.000.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibraz edildiğinin ve arkasına karşılıksız şerhinin vurulduğunun bildirildiğini, bu çekin davalı ... ve kızı ... tarafından çelik kasadan çalınmış olduğunu, şirket işleri sebebiyle alış verişlerde sürekli olarak çeklere imza atıldığından ve damadı ... ile kızı ..."a güvendiğini, bazen çeklerin boş olarak imzalandığı, daha sonra doldurulduğunu, davalının da bundan faydalanarak imzalatmış olabileceğini, davacı şirket ile davalının herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek keşide tarihi 12/02/2013, keşidecisi Deska Orman Ürünleri Dış Tic.Ltd Şirketi, lehtarı ... olan 5.000.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacı şirketin kurucu ortağı ve hissedarı olduğunu, davacı şirketin ..."in yönetim ve kontrolünde bulunduğunu, davacının çeklerin boş olarak imzalandığı iddiasının doğru olmadığını, davacı şirketin bir kısım taşınmazlarına Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma çalışmaları yapıldığını, bu çalışmalar başlayınca ..."in davalıya hisselerini kendisine devretmesi teklifinde bulunduğunu, teklifi kabul ettiğini ve hisselerini devrettiğini, bu devir karşılığında da ..."den taşınmazların tahmini değeri üzerinden 5.000.000,00 TL alacağının kararlaştırıldığını, bu alacağına karşılık dava konusu çeki verdiğini, bu sebeple davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket yetkilisi tarafından feragat dilekçesi verildiği, dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebileceği, davacı tarafından, İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2011/24502 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, tedbir kararı üzerine takibin durdurulduğu, davacı tarafından, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/271 Esas sayılı dosyasında imzaya itiraz edilerek dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilerek takibin durdurulduğu ve alacaklı aleyhine %20 oranında haksız takip tazminatına hükmedildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, menfi tespit davalarında; davanın reddine karar verildiğinde takip tedbiren durdurulmuş ise alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ancak icra takibi yapılmadan menfi tespit davası açıldığında ve tedbiren takibin durdurulması kararı da verilmediğinde ortada bir icra takibi olmadığından ve alacaklının da alacağına ulaşması engellenmediğinden, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği, İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davalının yapmış olduğu icra takibinin iptal edildiği, iptal nedeniyle ortada bir icra takibi kalmadığı, artık icra takibinin bulunmaması nedeniyle davalı lehine icra-inkar tazminatına hükmedilmediği, icra hukuk mahkemesi tarafından davalı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmiş ise de, bu hükmün davalı tarafından alacak davası açıldığında o dosya üzerinde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine, yasal şartları oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, tedbir kararının uygulandığını ve mahkemece teminat yatırıldığını, 18.07.2014 tarihli ara karar ile de ilk derece mahkemesince takibin tedbiren durdurulması kararının kaldırılmasına, teminat mektubunun davacıya iadesine karar verildiği, takibin icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasının icra takibinin yapıldığı gerçeğini değiştirmeyeceği, neticeten alacaklının/davalının alacağına kavuşamadığı, takibin iptal edilene kadar derdest kaldığı, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilirken davalı yanın inkar tazminatı talebinin de koşullarının oluştuğu, kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin yasal düzenlemeye uygun düşmediği gerekçesiyle davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına açılan menfi tespit davasının HMK 307 ve devamı maddeleri gereğince feragat nedeniyle reddine, ihtiyati tedbir kararının davacı lehine uygulanmış oluşu nazara alınarak İİK 72/4. madde uyarınca takdiren % 20 nispetinde hesaplanan 1.000.000,00 TL icra inkar tazminatının davacıdan alınıp davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.