Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/5168 Esas 2020/16 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/5168
Karar No: 2020/16
Karar Tarihi: 13.01.2020

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/5168 Esas 2020/16 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2018/5168 E.  ,  2020/16 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın eşinin sanıktan şikayetçi olması nedeniyle yapılan adli işlemler sırasında adli raporu aldırılırken müşteki polis memurları ..., ..., ... ve ..."e hitaben sinkaflı hakaretlerde bulunduğu, uyarılması üzerine, soruşturmayı yürüten müşteki Cumhuriyet Savcısı ve dönemin Başbakanı olan mağdur’a hakarette bulunduğu sonrasında ise alkol ölçümünü yapmak isteyen polis memuru ...’a hakaret ettiği, daha sonra gözaltına alınarak nezarethaneye götürüldüğü, burada ise müşteki polis memurları ..., ... ve ..."e hakarette bulunması biçiminde iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eylemleri nedeniyle, hastanede ve nezarethanede gerçekleşen eylemlerinde zaman, mekan ve kişilerin farklılaşması nedeniyle müştekiler Ali ..., ..., ..., ..., ....ve mağdur ...’a yönelik tek bir hakaret suçundan hüküm kurularak TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması ve nezarethanede gerçekleştirdiği müştekiler ..., ... ve ...’e yönelik hakaret suçundan ayrı hüküm kurularak TCK’nın 43. maddesi uygulanması gerekirken, beş ayrı hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de, sanığın nezarethanede müşteki polis memurları ..., ... ve ..."e yönelik gerçekleştirdiği hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, TCK’nın 125/4. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı, sanık ...’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.