1. Hukuk Dairesi 2017/614 E. , 2017/2493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile davalılar ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları 307 ada 41 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’nın uzun süredir petrol istasyonu olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini, kendilerinin onayını almadan yeni yapılar yaptığını, paydaş olan davalı ... ile davalı ... arasında yapılan kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğunu içermediğinden geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalıların elatmalarının önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı paydaşlardan olan davalı ...’dan 1991 yılında noterde yapılan kira sözleşmesi ile kiraladığını, uzun süredir petrol istasyonu olarak kullandığı taşınmazın kira bedellerini davacıların da şifahi icazeti ile temsilcileri olan davalı ...’a ödediğini, haksız işgalinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., dava konusu taşınmazda paydaş olduklarını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davalı ...’nın eşi olan davalı ...’nın kiracı olarak taşınmazı kullandığını ve bugünkü haline getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, "...çekişme konusu 307 ada 41 parsel sayılı taşınmazda kayden davacılar ile davalı ... dışındaki davalıların paydaş oldukları, davalı ...’nın ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, davacıların paydaşı oldukları çekişme konusu 307 ada 41 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’nın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın petrol istasyonu olarak kullanmak suretiyle işgal ettiği, davacıların paylarına karşılık taşınmazda tasarruf ettikleri bir yer olmadığı, her ne kadar davalı ... kiracı olduğunu savunmuşsa da dosyaya bir kira sözleşmesinin ibraz edilmediği, kaldı ki paylı mülkiyete konu olan taşınmazda pay ve paydaş çoğunluğunu içermeyen kira sözleşmesine itibar edilemeyeceği gözetilerek yazılı olduğu
üzere davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’nın tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacıların temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklandığı şekilde haksız işgâli belirlenen davalı ...’nın dava konusu taşınmazda paydaş olmadığına göre mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken paya vâki elatmanın önlenmesine hükmedilmesinin doğru olduğu söylenemez.Diğer taraftan, dosya kapsamı ile dava konusu taşınmazda paydaş olan davalılar ..., ... ve ...ın taşınmazı davalı ...’nın kullanımına terkettikleri, kendileri taşınmazı kullanmamakla birlikte davalı ...’nın tasarruf etmesini sağlayarak davacıların paylarının kullanımına engel oldukları açıktır. Öyleyse, davalılar...’ın davacıların paylarına elattakları kuşkusuz olup, anılan davalılar bakımından da paya vâki elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği sabittir.Öte yandan, yapılan uygulama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tarafların beyanları gözetildiğinde ve tüm dosya içeriği ile, çekişme konusu taşınmazın öteden beri mirasbırakanlar tarafından akaryakıt istasyonu olarak kullanıldığı, davalı ...’nın ise bu şekilde kullanım tarzını ilâve yapılar da yapmak suretiyle devam ettirdiği görülmektedir.O halde, kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olan ve en azı kira geliri en çoğu ise tam gelir yoksunluğu bulunan ecrimisilin, taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak kullanım şekline göre davacıların payları dikkate alınarak belirlenmesi ve davalıların buna göre tespit edilecek ecrimisilden sorumlu tutulmaları gerekirken bu husus gözetilmeksizin taşınmazın boş arazi olduğu kabul edilmek suretiyle belirlenen eksik ecrimisil üzerinden kabul kararı verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; önceki karar bozulmakla hüküm tümden ortadan kalktığından el atılan taşınmaz değeri ile hüküm altına alınan ecrimisil değeri üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile sadece hüküm altına alınan ecrimisil değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.