![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/13102
Karar No: 2022/6375
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/13102 Esas 2022/6375 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Borçlu ile alacaklı arasında başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun avukatı tebligatın usulsüz yapıldığını ve borç senedinin teminat senedi olduğunu iddia ederek şikayetlerinin kabul edilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi, şikayetleri reddetti. Borçluun istinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi, asıl davada tebligatın usulsüz olduğuna karar verdi ancak diğer şikayet ve itirazlara dair karar vermedi. Bu sebeple dava dosyasının tekrar incelenerek, diğer itiraz ve şikayet nedenleri de dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiğine karar verildi. Mahkeme kararı 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesi (hükümün içeriği) ve 359. maddesi (hüküm sonucunun açık bir şekilde gösterilmesi) gereği bozuldu. Alacaklı ve borçlu tarafın esasa ilişkin temyiz itirazları şimdilik incelenmeyecek. Mahkeme kararı 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca bozuldu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu şirket vekilinin asıl davada, ilamlı takibe konu edilen düzenleme şeklinde borç senedinin teminat senedi olduğunu, alacaklı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını, icra emri tebligatının usulsüz yapıldığını, borç senedinin aslının dosyada olmadığını ve örneğinin de müvekkiline gönderilmediğini belirterek şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, birleşen davada ise icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair işlemlerinin iptalini talep ettiği görülmektedir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davalarda şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, asıl davada usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, birleşen davada ise konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün hangi hususları içereceği açıklanmıştır.
Yine, istinaf incelemesi sonucunda kararın neleri içereceği Yasa’ nın 359. maddesinde açıklanmış ve özellikle 2. fıkrada;
“ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK. nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüt uyandırmamasıdır.
Somut olayda, borçlu şirketin asıl davada tebligat usulsüzlüğünün yanısıra borca itirazı ve sair şikayetlerinin de mevcut olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada yalnızca tebligat usulsüzlüğüne dair karar verildiği ancak diğer şikayet ve itirazlara ilişkin olarak gerekçede bir kısım inceleme ve değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, ileri sürülen diğer tüm itiraz ve şikayet nedenleri incelenerek her bir istinaf sebebi hakkında talepler karşılanmak suretiyle oluşacak sonuca göre ve hüküm fıkrasında da açıkça belirtilecek şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 18.10.2021 tarih ve 2021/306 Esas, 2021/2177 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının ve borçlunun esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 gününde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.