10. Hukuk Dairesi 2020/5207 E. , 2021/7453 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bakırköy 19. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, ... Eğitim Öğretim İşletmeleri A.Ş."nin Kuruma olan borçları nedeniyle ödeme emirleri düzenlendiğini, davacının şirketin eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, ödeme emirleri tebliğ tarihi itibariyle şirkete kayyum atandığını, davacının temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığını, borçların büyük kısmının kayyum atamasından sonraki döneme ait olduğunu, borcun tamamının zamanaşımına uğradığını belirterek ödeme emirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili; şirketin yönetim kurulu üyesi ...’e üst düzey yönetici sıfatıyla Ödeme emrinin gönderildiğini, dava konusu borçtan dolayı davacının 5510 sayılı Kanunun 88. maddesine göre süresinde ödenmeyen prim borçlarından dolayı yönetim kurulu üyesi olduğu şirkete ait borçlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde “şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denildiğini, bu nedenle davacının davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu primlerin ait oldukları dönemlerin davacının şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu dolayısıyla şirket borçlarından sorumlu olduğu döneme ilişkin olduğunu, kurum alacaklarının tahsilinde 10 yıllık sürenin geçerli olduğunu ileri sürerek; davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, yargılamaya konu ödeme emirlerindeki 2016/3 ayı yönünden düzenlenen prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi yönünden ödeme emrindeki borçların iptaline, davacının bu borçlar yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, reddedilen miktarların %10 fazlasıyla davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili;şirket hakkında takip yapılmadan davacı hakkında takip yapıldığını, şirketin tüzel kişiliğinin 667 sayılı KHK ile sona erdirildiğini, menkul ve gayrimenkuller hazineye intikal edilince tahsili için 670 sayılı KHK ile düzenleme getirildiğini, primlerin hazineye intikal eden şirket varlığından karşılanması gerektiğini, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili;kayyum atama karar tarihinin 11.04.2016 tarihi olduğunu, borcun doğduğu tarihten kayyum atama tarihi olan 11.04.2016 tarihine kadar olan dönemde davacının ödeme yükümlülüğünün olduğunu, davanın tamamının reddi gerektiğini beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-BAM KARARI
Somut uyuşmazlıkta,davacı ve davalı Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf talebindeki aynı gerekçeler ile istinaf kararının, temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanun"un 88/20 maddesi "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur."düzenlemesini içerir.
Dava konusu olayda; iptali istenen ödeme emirleri 2016/6 ve 12. aylara ve 2016/ 1 ile 3. aylara ait olduğu, davacının 15.05.2003 yılında şirkete yönetim kurulu üyesi olarak atandığı, 16.01.2014’te şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada, davacının yönetici olduğu şirketin kayyuma devrinin 11.04.2016 tarihi olması ve 2016/3. aya ilişkin prim borcunu ödeme için yeterli sürenin varlığı karşısında ödenmeyen primden davacının sorumlu olması gerekirken 2016/ 3. aydan sorumlu tutulmaması isabetsiz görülmüştür.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi