Esas No: 2022/5650
Karar No: 2022/6692
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/5650 Esas 2022/6692 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen bir karar, temyiz edilerek Hukuk Dairesi'ne gönderilmiştir. Kararda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi ile ilgili açık bir hüküm bulunduğu ve mahkemenin bozma nedenlerine uyulup uyulmayacağına karar vermesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak, somut olayda bu kararın uygulanmadığı ve bozma ilamına uyma yada direnme konusunda herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Bu nedenle, Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verilmeksizin davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kararın bozulması ve tarafların diyeceklerinin tespiti sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici madde 3, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi ve 434. madde.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429. maddesinin ikinci fıkrasında; “…Mahkeme, temyiz edenden 434. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir” hükmü öngörülmüştür.
Bu açık hüküm karşısında, mahkemece tarafların beyanlarının alınmasından sonra yapılacak iş, açıkça bozma nedenlerine uyulması ya da eski kararda direnilmesine dair ara kararı oluşturmak olmalıdır. Bunun yanında mahkeme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesindeki yetkisini kullanırken, bozma nedenlerinden her birine, ne sebeple uyduğunu ya da uymadığını gerekçesinde belirtmekle ödevlidir.
Somut olayda; asıl dosyanın; İİK’nin 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünün takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine; birleşen dosyanın ise; davacı üçüncü kişinin, haczedilen demirlerin kendisine ait olduğunu ileri sürerek İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince ilk kararda istihkak iddiasının kabulüne, takibin talikine karar verildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.10.2020 tarih 2020/2449 E. - 2020/6380 K. sayılı karar düzeltme ilamı ile; icra müdürlüğünün isteminin prosedürün uygulanmasına yönelik bir işlem olduğu, usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı, bu istemin istihkak davası ile birleşmesine karar verilmesinin hatalı olduğu, dosyaların tefrikine karar verilmesi gerektiği, diğer yandan istihkak iddiasına yönelik davanın da reddine karar verilmesi yönünde, hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyulup uyulmamasına dair bir karar verilmeksizin davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece; bozma ilamına uyma yada direnme konusunda herhangi bir karar verilmediği gibi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.10.2020 tarih 2020/2449 E. - 2020/6380 K. sayılı bozma ilamında dosyaların tefrikine karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde bu yönde de bir karar verilmediği, bozmanın gereklerinin de yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıdaki yasa hükümlerine uygun olarak, tarafların bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde karar verilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup, yargılamanın usulüne uygun yapılabilmesi için, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :
Davacı üçüncü kişinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, ilâmın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.