16. Hukuk Dairesi 2017/4917 E. , 2017/6647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... İlçesi .... Köyü çalışma alanında bulunan ve davacıya ait 184 ada 4 ile 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazların sınırında yeralan bir kısım taşınmaz, paftalarında yol olarak gösterilmek suretiyle tespit harici bırakılmışlardır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların yol olmadığını ve kendisine ait 184 ada 4 parsel ile 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazların devamı niteliğinde olduklarını ileri sürerek, adına tescili istemiyle dava açmıştır....., yargılama sırasında davalılar yanında davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın davacıya ait 184 ada 4 parsel sayılı taşınmaza, (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımların ise davacıya ait 134 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline, (D) harfiyle gösterilen kısma ilişkin davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar, kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan yerlerdendir. Davacı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, fen bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımlar üzerinde davacı lehine imar-ihya ve zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek tescil kararı verilmiştir. Ne var ki, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, nizalı taşınmazların sınırlarını gösteren fen bilirkişi raporuyla yetinilmiş, taşınmazların evveliyatı, kullanım süreleri ile niteliklerini ve üzerlerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihleri en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğrafları getirtilerek bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmamış, keşfe ziraat bilirkişisi götürülmeyerek çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki nitelikleri, bitki örtüleri, toprak yapıları, imar-ihya işlemlerinin başlangıç ve tamamlanma tarihleri ile varsa ekonomik amaca uygun zilyetlik süreleri belirlenmemiş, kadastro sırasında tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazlar hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5 maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanları yaptırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu alanı gösterir dava ve tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5 maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanları yaptırılarak itiraz süreleri beklenmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen, ziraat ve jeodezi ve fotogrametri ya da harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişilerden taşınmazın önceki durumu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar-ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraat bilirkişisinden taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve komşu parseller ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğrafları dosya arasına konulmalı, bundan sonra da iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda 4721 sayılı TMK"nın 713/3 maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin yasal hasım oldukları, dolayısıyla aleyhlerine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği halde davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.