Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/2901 Esas 2021/810 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2901 Karar No: 2021/810 Karar Tarihi: 28.01.2021
Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/2901 Esas 2021/810 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/2901 E. , 2021/810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
I) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenlerinin incelenmesinde: Sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarının hakimin takdir hakkı kapsamında olduğu ve cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığının anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş; kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, II) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenlerinin incelenmesinde: Kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak; Dosya kapsamına göre, sanığın fiilleri nedeniyle mağdur ... hakkında TCK’nin 267/3. maddesinin uygulanmasını gerektiren herhangi bir işlem olmadığının anlaşılması karşısında; TCK’nin 267/3. maddesinin uygulanmasını gerektiren işlemin ne olduğu denetime olanak verecek şekilde açıkça gösterilmeden, sanık hakkında anılan maddenin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının I ve II numaralı bölümlerinde yer alan "Sanığın cezasının 267/3 maddesi gereğince cezasının yarı oranında arttırılarak 1 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" ilişkin ibarelerin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.