Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19595
Karar No: 2017/2440
Karar Tarihi: 09.05.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19595 Esas 2017/2440 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19595 E.  ,  2017/2440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, mirasbırakan babaları ... adına kayıtlı bulunan 1468 ada 36, 2072 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümler ile 125 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı kardeşleri tarafından kullanılmak ve kiraya verilemek suretiyle tasarruf edildiğini, kendisine bir kısım ödemede bulunulmasına rağmen miras payı karşılığının tam olarak verilmediğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, taşınmazların mirasçılar arasında taksim edildiğini, kullanımlarına bırakılan yerleri kullandıklarını, ecrimisil koşullarının da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 09.05.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... ve vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tarafların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 1.480.00."er-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp verilmesine, aşağıda yazılı 4.515.51.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 1.498.10 TL. bakiye peşin harcın davacıya iadesine, 09.05.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    (Muhalif)

    - KARŞI OY-


    Dava, haksız kullanımdan kaynaklanan ecrimisil istemine ilşkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı, miras bırakan babaları ..."ın 05.12.2003 tarihinde ölümü üzerine mirasen intikal eden, ... ilçesi, 1468 ada, 36 ve 2072 ada, 21 parsel sayılı taşınmazlardaki bağımsız bölümlerin kiraya verilerek davalılar tarafından, ... ilçesi, 125 ada, 7 parsel sayılı çiftlik arazisinin ise davalı ... tarafından kullanıldığını, davalıların kiralar hakkında bilgi vermediklerini, bir miktar kira ödediklerini, 07.07.2008 tarihli ihtara da cevap vermediklerini ileri sürerek 05.12.2003 tarihinden dava tarihine kadar fazla haklarını saklı tutarak 7000,00 TL ecrimisilin davalılardan yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
    Davalılar, taşınmazların iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, miras taksimine göre dairelerin kullanıldığını, davacıya taksim doğrultusunda payına düşen bedelin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ıslahen artırılan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, davacı ve davalıların iştirak halinde malik oldukları taşınmazların davalılar tarafından haksız kullanımı nedeniyle ecrimisile hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacı ve davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak, ıslahla dava değerinin (ecrimisilin) artırılması üzerine, davalılar süresinde zaman aşımı definde bulunmuşlardır.
    Bilindiği üzere; 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Beş yıllık zamanaşımı ise, dava tarihinden veya ıslah tarihinden geriye doğru hesaplanır.
    Öte yandan, kısmi dava açılması halinde alacağın yalnız dava konusu edilen kısmı için zaman aşımı kesilir, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuş olsa da, dava dışı kalan kısım için zamanaşımı işlemeye devam eder.
    Somut olayda; 05.12.2003 tarihinden dava tarihi 04.12.2008 tarihine kadar olan dönem için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle tahsilinin talep edildiği, bilirkişi incelemesi sonucu, 05.07.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle de, dava değeri 128.460,61 TL artırılarak, dava dilekçesiyle talep edilen 7.000,00 TL eklenerek toplam 135.460,61TL ecrimisilin yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği, 09.07.2013 tarihinde davalılar vekiline tebliğ edilen ıslah dilekçesine karşı, aynı gün, süresi içinde davalılar tarafından ıslah edilen dava değeri yönünden zaman aşımı def"inde bulunulduğu saptanmıştır..
    Mahkemece, davalıların ilk cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmadıkları ve ıslah üzerine yapılan zamanaşımı def"inin ise davacı vekilince savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği gerekçesiyle, davalıların zamanaşımı def"i kabul edilmemiştir.
    Dava dilekçesinde, 05 12.2003 -04.12.2008 arası 5 yıllık süre için ecrimisil talep edilmiş olması karşısında, davalıların ilk cevap dilekçesi ile zaman aşımı def"ini ileri sürmeleri gerekmediği gözetildiğinde, mahkemenin red gerekçesinin doğru olduğu söylenemez.
    Dava dilekçesinde fazlaya ilşkin hak saklı tutulmuş ise de; saklı tutulan ecrimisil miktarı yönünden zaman aşımı işlemeye devam eder. Davalıların ıslah edilen ecrimisil yönünden süresi içerisinde zamanaşımı def"inde bulunduğu gözetildiğinde, ıslah tarihi 05.07.2013 tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulandığında, 05.07.2008 tarihinden önceki döneme yönelik ecrimisil istemi zamanaşımına uğramıştır.
    Hal böyle olunca; süresinde zamanaşmı def"inde bulunuldu gözetilerek, ıslahla artırılan ecrimisil miktarına ıslah (05.07.2013) tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile zamanaşımı def"i dikkate alınmadan karar verilmisinin doğru olmadığı görüşünde olduğumdan, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itiazının kabulü ile kararın bu yönden bozulması gerektiği kanaatindeyim.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi