Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesi ile; davaya konu taşınmazı 01.11.2007 tarihinde kiraladıklarını, kiralama tarihinden önce hiçbir zaman burada fiili kullanıcı olmadıklarını, buna rağmen müvekkilleri aleyhine kaçak elektrik kullandığından bahisle tutanak düzenlendiğini iddia ederek, kaçak nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelden borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı, yapılan kontroller sırasında 27.10.2007 ve 27.11.2007 tarihlerinde "kuruma kayıtlı olmayan mühürsüz sayaçtan elektrik kullanıldığının belirlendiği", davacıların kaçak elektrik bedelinden sorumlu olduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu yerinde görülerek davacı Kiraz"ın davasının kısmen kabulü ile 6.344,93 TL faturadan dolayı 1.230,70 TL; 8.572,90 TL"lik faturadan dolayı ise 5.509,10 TL borçlu olmadığının tespitine; Hasan yönünden ise Kiraz"ın işçisi olduğundan dolayı kaçak elektrik bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. Kural olarak, abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak elektrik bedelinden ise, ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur. Alacak davalarında davalı olma sıfatı, alacağın borçlusuna, haksız fiillerde zarar sorumlularına aittir. Borçlu veya zarar sorumluları dışında üçüncü bir kişiye karşı dava açılması durumunda davanın sıfat yokluğu, bir başka deyişle husumet yönünden reddine karar verilmesi zorunludur. Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen tutanaklarda, davacı Hasan"ın ticarethanede diğer davacı ile birlikte çalıştığı ifade edilmiştir. Davacı, husumet itirazında bulunmuş ise de, tespit tutanaklarında geçen bu beyanı kendisini bağlar. Haksız fiil hükümlerine göre davacı Hasan kaçak elektrik bedelinden sorumludur. O halde mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen kaçak elektrik bedelinden fiili kullanıcı olduğu anlaşılan davacı Hasan"ın da sorumlu tutulması gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile bu davacı yönünden davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.