Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10024
Karar No: 2016/2880

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10024 Esas 2016/2880 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10024 E.  ,  2016/2880 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki yapılan tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı - karşı davacı ... Yönetimi vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 08/03/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı - karşı davacı ... Yönetimi vekili Av. ....geldi, davalılardan Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili Av. ... 07/.../2013 tarihli dava dilekçesi ile vekil edeninin .../06/1982 tarihinde Kayacık mahallesi 32 ada 5 parsel sayılı 64.537 m² yüzölçümlü taşınmazın 50.000 m²lik bölümü satın aldığını, ancak taşınmazın tapu kaydına 2001 yılında orman sınırları içinde kaldığına dair şerh konulduğunu, orman tahdidinin yapıldığı tarih itibariyle tapu sahiplerine tanılan ... yıllık dava açma süresinin de geçtiğini, tapunun tutulmasından Hazinenin kusursuz sorumlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak üzere ....000.- TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın Orman Yönetimine yönelik açılması gerektiği, süresinde açılmadığı, taşınmazın halen davalılar adına kayıtlı olduğu ve fiilen el atılmadığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir.
    Yargılama sırasında Orman Yönetimi davaya dahil edilmiştir.
    Orman Yönetimi vekili, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, tapu kaydının iptal edilmeden tazminata hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin birleşen 2014/389 E. sayılı dosyasında davacı ... Yönetimi, 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tahdit içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
    Mahkemece; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, ...026.538,71.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Yönetiminden alınarak davacıya verilmesine, Hazineye yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dosyada Orman Yönetiminin davasının kabulüne, 32 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar ..., ... ve ... adına olan tapu kaydının bilirkişi raporunda (A+B) harfiyle gösterilen 60772,00 m²’lik bölümünün iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı - karşı davalı ... Ergürşen
    tarafından, asıl davada davalı Hazinenin de sorumlu olduğu, davacı tarafa dava değeri üzerinden nisbi harç ikmali sağlanması için süre verilmesi gerektiği ve vekâlet ücretinin nisbi olarak hükmedilmesi; davalı - karşı davacı ... Yönetimi tarafından ise asıl davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre asıl dava, tapu kaydının gerektiği gibi tutulmaması nedeniyle uğranılan zararın TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleşen dava ise kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ........2009 gün ve 2009/4-383 E. - 2009/517 K.; ....06.2010 gün ve 2010/4-349 E. - 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğününün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Bu işlemler nedeniyle zarar görenler, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince, zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilirler.
    Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Orman Yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Diğer taraftan, davacı vekili dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirip ....000.- TL tazminat talep etmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 107. maddesi ile 1086 sayılı HUMK"da bulunmayan ""belirsiz alacak davası"" türü kabul edilmiştir. Buna göre; “Madde 107: (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
    (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
    (3) Ayrıca, kısmî eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.""
    Yukarıda açıklanan madde hükmüne göre; alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tesbit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacak olup böyle bir durumda hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez (...f. Dr. ... hukuku Ders Kitabı 2011 Baskı sf.277).
    Somut olayda ise; davacı tapu kaydının beyanlar hanesine orman şerhi konulan taşınmazının değerini talep etmiştir. Davacının dava açıldığı tarihte taşınmazının değerini belirlemesi objektif olarak mümkün olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü mümkün değildir.
    Kaldı ki, dava belirsiz alacak davası olarak kabul edilse dahi, davacı vekili 03/.../2014 havale tarihli dilekçe ile dava değerini bilirkişi raporu dikkate alınarak ...027.500,....- TL olarak düzelttiklerini bildirmiş, arttırılan miktar için harç yatırılmamış mahkemece de bu miktar gözönünde bulundurularak hüküm kurulmuştur.
    Harçlar Kanununun 30. maddesinde "muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için mahkemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
    Kabule göre de; anılan yönler gözetilerek davacının arttırdığı miktarların haçlandırılmasını sağlamak için davacı tarafa süre verilip ve bu eksiklik giderildikten sonra oluşan duruma göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
    Ayrıca, arttırılan dava değeri üzerinden haç tamamlatılmadığı için maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle ...100.-TL vekâlet ücretinin davacı ..."den alınarak davalı - karşı davacı ... Yönetimine verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-(ç) ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi