Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/825 Esas 2015/12745 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/825
Karar No: 2015/12745
Karar Tarihi: 14.10.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/825 Esas 2015/12745 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/825 E.  ,  2015/12745 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, icra dosyasındaki senette müvekkilinin kefil konumunda olup, senedin borçlusunun eski eşi ... olduğunu, senedi icra takibine koyan alacaklı ..., diğer borçlu ... ve senet borçlusu ..."ın uzun dönem metro sürücüsü olarak birlikte çalıştıklarını ve yakın arkadaş olduklarını, icra takibine konu senet üzerinde bedel, ödeme tarihi, tanzim tarihi, lehdarı yok iken bedelsiz şekilde davalılardan ... ve davacının eski eşi ... tarafından müvekkiline imzalattırıldığını, aslında senet borçlusu ... ve davacının, ..."ye herhangi bir borcunun olmadığını, davacının bu senedi imzaladıktan sonra eşi hakkında boşanma davası açtığını, eski eşi ... aleyhinde nafakaya, maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, ... aleyhine nafakalar için icra takibi yapıldığını, nafakaların tahsil edilemediğini, bu nedenle senedin eski eşi ... ve davalılar tarafından üzerine rakam ve tarih yazılarak işleme konulduğunu, ayrıca davacının kefaletinin yazılı rıza bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava hakkında 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, söz konusu senede davacı kefil olurken kocası ..."ın da aynı senedin borçlusu olduğunu, davacının kocasının yazılı izni olmadığından bahisle kefilliğinin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin tamamen hakkın kötüye kullanımı olduğunu, senedin ..."nin adına düzenlendiğini ve ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., davaya konu senedin davacı ve eşi tarafından kendisine imzalı ve yazılı olarak verildiğini, senedi borçlu olduğu ..."a ciro ederek verdiğini, senetteki imzanın ..."a ait olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ve asılsız iddialar yönelttiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının iddia ettiği gibi imzasının bedel kısmından çok önce imzalandığı hususunun sabit olmadığı, bu şekilde senet üzerine imza koymak üzere senet bedeli yönünden aval sıfatını kazandığı ve senet bedelinden sorumlu olduğu, senet metnine göre davacı ve boşanmış olduğu eşinin aynı senette borçlu ve aval olmaları sebebi ile ve bononun tanzim tarihi itibariyle eş rızası aramanın söz konusu olmadığı, bononun mahiyetine aykırı aksini gösterir deliller mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.