14. Hukuk Dairesi 2014/16418 E. , 2016/1038 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davayı kabul ettiklerini, şufa bedelinin davacı tarafça bankaya depo edilmesini, müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını istediklerini belirtmiştir.
Mahkemece, akitte gösterilen bedel ile alıcıya düşen tapu harç ve masrafları toplamı üzerinden davanın kabulüne, karar kesinleştiğinde önalım bedeli olan 326.465,00 TL"nin davalıya ödenmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili yargılama giderleri yönünden temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 326. maddesinde hüküm verilirken kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. HMK"nın 323/ğ maddesi uyarınca avukatlık ücreti de yargılama giderleri arasındadır.
HMK"nın 312/2. maddesinde ise "Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez" hükmüne yer verilmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi ile dava kabul edilmiş ise de davalı, HMK"nın 312/2. maddesindeki diğer koşul davalı yararına gerçekleşmiş değildir. Bu nedenle mahkemece yargılama giderinin tamamının davacı üzerinde bırakılması doğru değildir.
Ayrıca AAÜT"nin 6. maddesi gereğince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Pay satın alan ... ..... Merkez ..... Mahallesi 3630 ada 4 parselde ....... hissesini 21.11.2012 tarihinde 320.000.00 TL bedelle satın almış, satışı noter aracılığıyla diğer hissedarlara tebliğ etmiştir.
Davacı dava açmak suretiyle önalım hakkını kullanmıştır. Mahkemece kendisine verilen süre içerisinde tapuda gösterilen satış bedeli ve masrafları depo etmiş olup, satış bedelinde muvazaa iddiası bulunmamaktadır.
Davalı davaya cevap verme süresi içerisinde davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Türk Medeni Kanunun 734. maddesi gereğince önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Mülga 743 sayılı kanunun 659 maddesinin yürürlükte olduğu tarihlerde önalım hakkının kullanılması herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Önalım hakkı dava dilekçesi ile kullanılabileceği gibi yazılı biçimde diğer tarafa ulaştırılmak koşuluyla mektup yada noter ihtarnamesi ile de kullanılabiliyordu. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734. maddesine göre yasal önalım hakkının sadece dava açmak suretiyle kullanılabileceği ilkesi getirilmiştir. Dava dışı irade açıklaması ile önalım hakkının kullanılması yeni kanuni düzenleme karşısında mümkün değildir.
Paylı taşınmazdan pay satın alanın kendisine karşı önalım hakkının ileri sürüleceğini bilmesi mümkün değildir. Pay satın almadan önce diğer paydaşların önalım hakkını kullanmayacaklarına dair beyanlarını almaya zorunlu kılan yasal bir hüküm de bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 312/ 2. maddesi gereğince davalı,davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez.
Davalı, davaya cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğini bildirmiş olması nedeniyle HMK nun 312/2 maddesi gereğince yargılama giderleri ve bu arada avukatlık ücreti ile yükümlü tutulamaz. Yargıtay 6.Hukuk dairesinin bir kısım kararları da bu şekildedir. ( 6.HD 21.04.1978, 2794/3154 6.HD 08.07.1974, 3356/3390 6.HD 09.05.1978, 2922/3649 HGK 14.05.1980,6/996-1984 gibi )
Bu nedenlerle yargılama giderlerini davacı üzerinde bırakan ve davacı lehine avukatlık ücreti takdir edilmeyen yerel mahkeme kararı doğrudur. Kararın onanması gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.