9. Ceza Dairesi 2020/7370 E. , 2021/1024 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : TCK"nın 257/2, 62/1, 51/a maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suç tarihinde Kangal Belediye Başkanı olarak görev yapan sanığın, belediyede geçici olarak çalışan haksız yere işten çıkarttığı işçilerin kıdem tazminatlarını zamanında ödemeyerek işçilerin açtığı dava sonrası belediyenin yaklaşık faiziyle birlikte 350.000 TL, belediyede görev yapan 98 işçinin sendika aidatlarını zamanında ödemeyerek belediyenin faizi ile birlikte 135.000 TL ödemesine sebep olduğu, 03/12/2003-18/03/2004 tarihleri arasında belediyenin aldığı kömür ve mıcır bedellerini de zamanında ödememesi nedeniyle kamunun zararına neden olarak görevini kötüye kullandığı iddia ve kabul edilen somut olayda, sanığın tüm aşamalarda tutarlı bir şekilde belediye başkanlığına geldiği dönemde belediyenin yüksek miktarda borcu olduğu, belediye bütçesi yetersiz olduğu için borçların zamanında ödenemediği savunması karşısında, belediyenin gelir ve giderleri üzerinde bağımsız bilirkişi tarafından inceleme yaptırılarak, suç tarihi itibariyle belediye bütçesinde söz konusu borçları ödemeye yetecek para bulunup bulunmadığı araştırılarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre,
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği, hükmün CMK’nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin CMUK’nın 308/7. maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği gözetilmeden, sanığın hangi eyleminin sûbut bulduğu, hangisinin sûbut bulmadığına ilişkin kabule dahi yer vermeden, yargılamanın safahatını özetlemekle ve uygulama detaylarına yer vermekle yetinilmek suretiyle gerekçesiz hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanun"un 3/1. maddesindeki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, belirtilen ilkelere ve 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak, yetersiz ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle temel cezanın üst sınırdan belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
3-Sanığın görev yaptığı döneme ilişkin iddiaya konu edilen tüm eylemleri zincirleme şekilde gerçekleştirdiği gözetilmeden, TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
4-28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa"nın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
5- Sanık hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan 50/1-a maddesinin ve adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının ve taksitlendirilmesine karar verilen adli para cezasının uygulama maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6-Yüklenen suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında, 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi,
7-Dosya içeriğine göre 28/03/2009 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2001 olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.