5. Ceza Dairesi 2016/2205 E. , 2016/5157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik (sanık ... hakkında), kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (sanık ... hakkında)
HÜKÜM : Sanık ..."in kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan beraatine, sanık ..."in nitelikli zimmet, nitelikli dolandırıcılık ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından mahkumiyetine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Katılan Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin içeriğine göre sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet ve sanık ... hakkında verilen beraat hükümlerine, katılan PTT vekilinin temyiz isteminin ise sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne ilişkin olduğu, ancak dolandırıcılık, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Hazinenin kamu davasına katılma ve kanun yoluna başvurma hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, bu suçlardan verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik vekilinin temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan Hazine vekilinin ve sanık ... müdafiin; sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne dair sanık ... müdafiin ve sanık ... hakkında kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin ise PTT vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan verilen beraat hükmünün incelemesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan PTT vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık ... hakkında nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre nitelikli zimmet ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İddianamede yer almadığı ve 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmediği halde sanık hakkında TCK"nın 204/2. maddesinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Anayasanın 141/3, CMK"nın 34 ve 230. maddelerine göre Yargıtayın gerekçe üzerinde tutarlılık denetimini yapabilmesi için, kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların ve sabit görülen fiilin, iddianamenin, savunma ile tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak kurulacak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan kanaatin ortaya konulması gerekirken, sahte düzenlenen belgelerin neler olduğu ve bunların aldatma yetenekleri bulunup bulunmadığı karar yerinde açıklanmadan gerekçesiz şekilde sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, çok daha vahim eylemlerde uygulanmadığı halde, belirtilen ilkelere ve 5237 sayılı TCK"nın 3/1 maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak takdirde de hataya düşülerek, temel cezaların azami hadde yakın belirlenmesi ve zimmet suçundan dolayı eylemin zincirleme biçimde işlenmesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca sanığın cezasından 1/4 oranında artırım yapıldığı halde, bire bir aynı gerekçelerle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan dolayı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca cezasından 1/3 oranında artırım yapılmak ve zimmet suçundan TCK’nın 43. maddesinin uygulanması sırasında 12 yıl 13 ay 15 gün yerine hesap hatası sonucu yazılı şekilde ceza tayin edilerek, TCK 249/1. maddenin de bu miktar üzerinden uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Sanığın sabit görülen nitelikli dolandırıcılık suçu TCK"nın 158/1-j maddesine uyduğu halde aynı Kanunun 158/1-f maddesinin tatbik edilmesi,
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçları işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının dikkate alınamaması,
Davada kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine için avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekalet ücreti verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, ..."nın usulsüz olarak davaya katılmasına ve lehine vekalet ücreti ödenmesine karar verilirken de ""... katılan kuruma ödenmesine,"" denilmek suretiyle karışıklığa neden olunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.