1. Hukuk Dairesi 2014/19531 E. , 2017/2428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen yargılamanın yenilenmesi, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.05.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.
Davacı, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/701 Esas sayılı dosyası ile verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, taşınmazın yolsuz tescilini sağlayan 26.08.2008 tarihli vekaletnamenin, kararın kesinleşmesinden sonra yeni ele geçirildiğini, bu belgelerin hükmü etkileyecek ve karara esas teşkil edecek nitelik taşıdığını, anılan davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmayıp vekaletin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, saik değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü, ayrıca muhtesatın aidiyeti bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini belirterek, yargılamanın yenilenmesini istemişlerdir.
Davalı, yargılamanın yenilenmesi dilekçesi tebliğ edilmediğinden davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istekli davanın reddedildiği ve kararın 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, daha sonra davacı taraf, taşınmazın yolsuz tescilini sağlayan 26.08.2008 tarihli vekaletnamenin karar tarihinden sonra ele geçirildiğini, anılan davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmayıp, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, saik değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü belirterek adli yardım istekli yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin süreye rağmen nispi başvuru harcı yatırılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nun 374 vd. maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi ayrı bir dava olup harca tabi olduğu kuşkusuzdur. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak önceden görülüp kesinleşen karara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulduğuna göre uyuşmazlığın, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu ve davanın nispi harca tabi tutulması zorunludur. Ayrıca, Harçlar Yasası harcın alınmasını veya tamamlattırılmasını yanların isteklerine bırakmamış, bu yönün mahkemece kendiliğinden gözetileceğini hükme bağlamıştır. Harçlar Yasası’nın buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür.
Bilindiği üzere; adli yardım, talepte bulunan tarafın, istemlerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması halinde bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Adli yardıma ilişkin usûl ve esaslar 6100 sayılı HMK"nin 334. - 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, adli yardım talebinin her dava bakımından açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, öncelikle davacının adli yardım talebinin eldeki davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilerek yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.