1. Hukuk Dairesi 2014/7689 E. , 2017/2427 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.05.2017 Salı günü saat 9.15"de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 45187 ada 22 parsel sayılı taşınmaza, komşu 23 parsel sayılı taşınmaz maliki davalıların bahçe duvarı yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, imar affı müracaatı bulunulan çekişmeli kısmın imar uygulaması öncesinde yapıldığını, aplikasyon çalışmalarında dava dışı bitişik komşu parselin kendi parsellerine, kendi parsellerindeki binanında kısmen davacıların parseline kaydığının anlaşıldığını, iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 45187 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılara ait olduğu, komşu 23 parsel maliki davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davacıların mülkiyet alanına duvar yapmak suretiyle elattığı belirlenerek bahçe duvarının yıkılmasına ilişkin isteğin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince; eldeki davada davacılar, maliki oldukları taşınmaza davalıların bahçe duvarı yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve bahçe duvarının yıkılması isteğinde bulunmuş; sahanlık, merdiven ve balkonlar bakımından herhangi bir istekle bulunmamışlardır.
Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK.nun 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talepleri ile bağlıdır, mahkemenin tarafların talep etmediği, nitelendirip açıkça belirlemediği hususlarda, yasanın düzenlediği ayrık haller dışında kendiliğinden tespit ederek hüküm altına almasına yasal olanak yoktur, bir başka deyişle hakim istekten fazlaya karar verilemez.
Somut olayda, davacıların, davalıların bahçe duvarı yapmak suretiyle çekişmeli taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesini ve yıkıma karar verilmesini istediği, ancak taşınmaz üzerindeki “sahanlık, merdiven ve balkonlara ilişkin” herhangi bir istemde bulunmadığı gözetilmeksizin HMK"nun 26. maddesine aykırı olarak anılan yerlere ilişkin yıkım ve traşlama kararı verilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazlarına gelince, bilindiği üzere, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca bedel ödenebilmesi için bina sahibinin imardan önce hak sahibi olması gerekmektedir. Davaya konu müdahaleli kısım imar uygulaması sonucu oluşmadığı anlaşıldığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin davalılar yararına uygulanmasına, diğer bir deyişle, muhtesatın malzeme bedelinin davalılara ödenmesine yasal olarak olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler gereğince bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda değinilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.