Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; davalı aleyhine 2006 ve 2007 yılları sulama ücretlerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen 18.145,51 TL asıl alacak ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.814,51TL %10 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %40"ından az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın İİK"nın 67.md. gereğince ön görülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin sonunda açıldığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde, icra takibine vaki itirazın iptalini ve takip konusu borcun tahsilini talep etmiştir. 26.07.2011 havale tarihli beyan dilekçesinde ise; itirazın iptali talebinin kabul edilmemesi halinde, dava dilekçelerinin terditli olduğunu, davanın alacak davası olarak görülmesini, davalının itiraz ettiği kısmı ödemesini talep ettiklerini beyan etmiş, böylece dava dilekçesindeki taleplerini açıklamıştır. Davanın terditli açıldığı gözetildiğinde, itirazın iptali davası ve alacak istemi yönünden, ayrı ayrı hüküm oluşturulması gerekirken, davayı davacı vekilinin alacak istemlerinden açık feragatleri olmamasına rağmen, sadece itirazın iptali davası olarak yorumlayıp, hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, açıkça feragat edilmeyen alacak davası ve talebi bakımından, taraf delilleri toplanmak suretiyle esas yönünden yargılama yapılarak, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.