18. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/19474 Karar No: 2014/4943 Karar Tarihi: 18.03.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/19474 Esas 2014/4943 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve vasi adayı G.G. tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, küçük Mustafa Emin'in velayetinin babası Hilmi'ye verildiği, ancak Hilmi Tekin'in vefat ettiği ve anneden velayetin alınması için bir dava açılmadığı görülmüştür. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olduğu için, mahkemenin bu şekilde karar vermesi isabetsiz bulunmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 404. maddesi, 336/3. fıkrası, ve 404/1. fıkrasıdır.
18. Hukuk Dairesi 2013/19474 E. , 2014/4943 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/07/2013 NUMARASI : 2012/1061-2013/655
Dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm vasi adayı G.. G.. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Alanya Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü"nün 24.12.2012 tarih 35112 sayılı yazısı ile M.. T.."in Türk Medeni Kanununun 404. maddesi gereğince vesayet altına alınması istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336/3. fıkrasında; velâyetin, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuğun kendisine bırakılan tarafa ait olacağı; 404/1. fıkrasında ise; velâyet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; G.. G.. ile (dava dışı) Hilmi Tekin"in evliliğinden 05.08.2010 tarihinde küçük M.. T..’in doğduğu, tarafların Alanya 2.Asliye (Hukuk) Mahkemesinin 2011/409 E.-392 K. sayılı ilamıyla boşandıkları, küçük Mustafa Emin’in velayetinin babası Hilmi’ye verildiği, ancak Hilmi Tekin"in 18.12.2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Boşanma sonucunda velayet kendisine verilmiş olan tarafın (babanın) ölümü nedeniyle, velayet kendiliğinden diğer tarafa (anneye) geçmez. Bu nedenle mahkemece sağ olan annenin beyanı alınarak, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti anne talep etmediği takdirde eldeki davanın sonuca bağlanması gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması, Kabule göre de; 2-Mahkemenin gerekçeli kararının 1 nolu hüküm fıkrasının (a) bendinde Türk Medeni Kanununun 404. maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verilirken "kısıtlılık hali sona erinceye kadar kısıtlanmasına" şeklinde karar verilmesi, yine gerekçeli kararın 1 nolu hüküm fıkrasının (b) bendinde küçüğün dedesi olan M.. T.."in vesayeti altına bırakılmasına karar verilmesi gerekirken "velayeti altında bırakılmasına" karar verilmiş olması, 3-Mahkemenin gerekçeli kararının "delillerin değerlendirilmesi" başlığı altında "4721 sayılı TMK"nun 404. maddesi gereği bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanması gerektiği, mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde hükümlü Serkan İpekdokuyan"ın kısıtlanmasına, kendisine vasiliğe engel hali bulunmayan ve aralarında menfaat çatışması olmayan dedesi M.. T.."in vasi olarak atanmasına," dair gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.