11. Ceza Dairesi 2017/5513 E. , 2017/8483 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılanın park halindeki kapıları kilitli aracını çalan sanık hakkında TCK’nın suç tarihinde yürürlükte olan 142/1-b maddesi yerine, aynı Kanun"un 142/1-e maddesiyle uygulama yapılmış ise de, bu husus sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebebin olmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan başka davaların bulunduğu, sanığın 11.12.2011 tarihli ifadesinde belirtilen ve benzer yöntemle sahtecilik yapıldığı iddia olunan diğer araçlara ilişkin kamu davası açılıp açılmadığı hususunun araştırılmadığı anlaşıldığından; karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; hukuki kesintinin iddianame tarihi itibariyle oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ile mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanık hakkındaki tüm dava dosyaları getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceği dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2017 tarihinde Üye ..."ın değişik gerekçesi ve oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dairemizin 04.12.2017 tarih, 2017/5513 Es., 2017/8483 Kr. sayılı kararına değişik gerekçeyle muhalifim.
Sanığın üzerine atılı müştekiye ait aracı çaldıktan sonra ağır hasarlı ve hurda şekilde aldığı aynı renk ve cinsteki başka bir araçtaki motoru ve şasi numarasını teknik usullerle çaldığı araca nakletmek şeklindeki eylemde TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurları oluşmamıştır.
Çünkü; TCK"nun 204/1. maddesinde tanımlanan “belge” eski dildeki “varaka” kelimesine karşılılık gelmekte olup, yazılı kağıt anlamına gelmektedir. Bu bakımdan, yazılı kağıt niteliğinde olmayan şeyler, ispat kuvveti ne olursa olsun, belge niteliği taşımamaktadır. Yasa gerekçesinde; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmediği, bir metal levha üzerine yazı yazılması hâlinde de belgenin varlığı kabûl edilmiştir. Bu itibarla, araç plakaları da (metal levha üzerine yazıldığı için) resmi belge niteliğindedir.
Somut olayda TCK"nın 281. maddesinde düzenlenen "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçunun ya da şartlarının varlığı halinde aynı yasanın 282. maddesinde düzenlenen "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçunun oluşması mümkündür
Bu sebepten sayın çoğunluk görüşüne değişik gerekçeyle muhalifim. 04.12.2017