(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2020/3794 E. , 2020/8109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini tehlikeyi sokma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın bilinen en son adresinin mernis adresi olması durumunda öncelikle Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılması gerekirken yokluğunda verilen kararın sanığa, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre kovuşturma aşamasında bildirdiği ve aynı zamanda da MERNİS adresine doğrudan tebliğ edilmesi sebebiyle yapılan tebliğin usulsüz olduğu, sanığın öğrenmekle yapmış olduğu temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm incelendiğinde;
Sanığın mükerrirliğe esas mahkumiyetinin, TCK"nın 191/1. maddesi gereğince kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olup, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” şeklinde düzenleme getirmesi ayrıca aynı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca koşulların oluştuğu takdirde "davanın düşmesi" ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle lehe olan bu düzenleme ve TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca sözü edilen hükümlülüğün akıbetinin mahkemesinden sorularak tekerrüre esas alınıp alınamayacağının infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanığın temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hüküm incelendiğinde;
Sanığın mükerrirliğe esas mahkumiyetinin, TCK"nın 191/1. maddesi gereğince kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olup, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” şeklinde düzenleme getirmesi ayrıca aynı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca koşulların oluştuğu takdirde "davanın düşmesi" ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle lehe olan bu düzenleme ve TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca sözü edilen hükümlülüğün akıbetinin mahkemesinden sorularak tekerrüre esas alınıp alınamayacağının infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesi uygulanırken aynı kanunun 168/2. maddesindeki düzenleme de dikkate alınarak; etkin pişmanlık indiriminin 1/2 oranından fazla ancak 2/3 (2/3 dahil) oranını geçmeyecek şekilde yapılması gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.