14. Hukuk Dairesi 2015/10693 E. , 2016/967 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10693
KARAR NO : 2016/967 Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı vekili tarafından, 10.03.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 11.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, mirasçılık belgesi istenilen ..."in kimlik bilgilerine ulaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Davacı, dahili davalı olduğu ...Kadastro Mahkemesinin 2013/10 Esas sayılı dosyasında mahkemece dedesinin babası olan ..."in mirasçılık belgesini ibraz etmek üzere süre verildiğini belirterek mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Mahkemece, muris ..."in nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, nüfus kayıtlarının ..."den itibaren başladığı ve nüfus kaydı bulunmayan kişiye ait mirasçılık belgesi verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda re"sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, başka bir deyişle kendisi ile murisi arasındaki soybağım kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re"sen belirleyeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 30. maddesi gereğince; doğum ve ölüm öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille ispat edilebilir.
Somut olaya gelince, dosya içeriğinden mahkemece ilgili nüfus müdürlüğünden muris Mahmut Sünter"e ait verasete esas nüfus kayıt örnekleri istenildiği anlaşılmıştır. İlçe Nüfus Müdürlüğünün cevabi yazılarında verasete esas kayıtları istenen şahsın kaydına rastlanılmadığından bahisle ..."in verasete esas kayıtlarının gönderildiği anlaşılmaktadır.
Davacının murisi Mahmut Sünter"in mirasçısı olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle dava dilekçesinde ismi açıklanan muris ..."in nüfus kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, nüfusta kayıtlı olmadığının belirlenmesi halinde muris ile arasındaki soybağım, başka bir deyişle murisin mirasçısı olduğunu kanıtlama yükünün kendi üzerinde olduğu da hatırlatılarak davacıdan yukarıda açıklanan olguları ispat için tanık dahil tüm delillerin toplanması, bu yolla muris ile davacı arasında soybağı bulunup bulunmadığının duraksamasız saptanması gerekir. Ayrıca murisin diğer mirasçılarının belirlenmesinin de mahkemenin görevine girdiği gözetilerek davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için murisin diğer çocuklarının kimler olduğunun saptanması, bu saptamanın yapılabilmesi için öncelikle davacı ve kimliği belirlenen diğer mirasçılardan bu hususların sorulması, gerekirse re"sen tanık dinlenmesi ve zabıta araştırması yapılması, nüfusta kayıtlı iseler nüfus kayıtlarının getirtilmesi gerekir. ... İlçe Nüfus Müdürlüğünün cevabi yazısında murisin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı belirtilmiş ise de dosyada mevcut nüfus kayıtları gönderilerek, davacının murisi ... Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden arşiv araştırılması yaptırılarak, kayıtları olup olmadığı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.