16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3482 Karar No: 2018/3879 Karar Tarihi: 05.11.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3482 Esas 2018/3879 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan verilen cezaya yapılan istinaf başvurusunu esastan reddetti. Dosya incelenerek yapılan temyiz incelemesi sonucunda, sanığın örgüte müzahir gazeteye abone olması ve abonelik bedellerini Bank Asya'daki hesabından ödemesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varıldı. Hükümlüye verilen cezada eksiklik olmadığından, karar onandı. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63.
16. Ceza Dairesi 2018/3482 E. , 2018/3879 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın örgüte müzahir gazeteye abone olması ile abonelik bedellerini Bank Asya"daki hesabından ödemesinin örgütsel faaliyetler olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek yapılan incelemede; Hükmolunan sonuç cezanın "6 yıl 10 ay 15 gün" yerine "5 yıl 22 ay 15 gün" olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz istemi bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.