Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/20395 Esas 2016/204 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/20395
Karar No: 2016/204
Karar Tarihi: 13.01.2016

Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/20395 Esas 2016/204 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/20395 E.  ,  2016/204 K.
"İçtihat Metni"



Güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 7.300,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2012/932 esas, 2014/350 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16.10.2015 gün ve 20648/66594 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2015 gün ve 2015/352355 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
1- Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun’un 155/2. maddesinde yer alan “Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.” ve aynı Kanun’un 52/1. maddesinde yer alan “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hâzinesine ödenmesinden ibarettir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, herhangi bir teşdit sebebi ve farklı uygulamanın gerekçesi gösterilmeden adlî para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesinde,
2- Sanık hakkında verilen hapis cezasının kanunî sonucu olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinde yer alan hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Ceza Genel Kurulunun 14/04/2015 tarihli 2013/12-529 Esas, 2015/106 Karar ve 05/05/2015 tarihli 2014/4-709 Esas, 2015/139 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, kanun yararına bozma kanun yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerektiği talepte gösterilen sebebin kanun yararına bozma yoluyla incelemeyi gerektirecek nitelikte olmadığının anlaşılması, yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvuruların kanun yararına bozma konusu yapılamayacak olması,
2-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi gereğince sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmasının kanuni sonucu olması ve bu hususun infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması, nedenleriyle;
Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2012/932 Esas, 2014/350 Karar sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.