11. Ceza Dairesi 2017/4985 E. , 2017/8445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Üst Cumhuriyet savcısının, 28.12.2012 tarihinde verilen hükmü karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesinde belirlenen bir aylık yasal süreden sonra 12.02.2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken aynı Yasanın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Birinci seçimlik hareket, resmi belgeyi sahte olarak düzenlemektir. Bu seçimlik hareketle, resmi belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. İkinci seçimlik hareket, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmektir. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmi belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Birinci ve ikinci seçimlik hareketle bağlantılı olarak belirtilmek gerekir ki; sahteciliğin, belge üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının, suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmi belgeyi bilerek kullanmaktır. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur. Kullanma mütemadi suç şeklinde de gerçekleşebilir.
Suçun oluşabilmesi için düzenlenen veya değiştirilen ya da kullanılan belgenin, gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği bu suçun temel unsuru olup, özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte (nesnel) olup olmadığı ve beş duyuyla ilk bakışta anlaşılabilir olup olmadığı, şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yine belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri de hakime aittir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın 12.09.2006 günü yapılan yol kontrolünde kolluk görevlilerine suça konu 22.05.2004 tarih ve 4400-326-2004 sayılı askerlikten tecilli olduğunu gösteren sahte belgeyi ibraz ettiği somut olayda; Bulanık Askerlik Şubesi Başkanlığının 02.06.2006 tarihli yazısı ile sanığın 21.05.2004 tarihli celpten bakaya kaldığının tespit edilmesi, sanığın aşamalardaki savunmalarında suça konu belgeyi para karşılığında açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği .... ve.... isimli şahıslardan aldığını belirtmesi karşısında sanığın suça konu belgenin sahteliğini bilmediği yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği ve sanığın sahte resmi belgeyi kullandığı anlaşılmakla; dosya içerisinde aslı bulunan suça konu belge üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde belgenin aldatma niteliğinin bulunduğu da tespit edildiğinden sanık hakkında unsurları oluşan suçtan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde delil yetersizliğinden beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.