19. Hukuk Dairesi 2015/7112 E. , 2015/12623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, tarafların ortağı olduğu davadışı ...."nin ..." ndan kredi aldığını, müvekkili ile davalının da sözleşmede müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi sebebi ile alacaklı bankanın kefiller aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin borcu bankaya ödediğini, ödeme dekontlarının ... Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 2002/531 sayılı dosyasına ibraz edildiğini, ödenen miktarın 36.764.500.000 TL(eski TL) olduğunu, müvekkilinin kefil sıfatı ile kendi payından fazla olarak ödediği 12.254.833.333 TL(eski TL) için BK. 488. maddesi çerçevesinde davalıya rücuen ... İcra Müdürlüğü" nün 2002/1226 sayılı dosyasından icra takibine geçtiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, itirazın iptali davasının yasal süresinde açılmadığını, davacının kredi borçlusu şirketin yetkilisi olup, kredileri kendi hesabına kullanıp diğer ortaklara bilgi vermediğini, kredi borcunun neden zamanında ödenmediğini açıklaması gerektiğini, kaldı ki ödeme yapmış ise bunların da şirketin parasıyla şirket adına ve şirket yetkilisi olarak yapılmış olduğunu, ödeme makbuzlarına sonradan daktilo ile davacının adının yazıldığının açık olduğunu, ayrıca müvekkilinin davacıya verdiği 09.07.2002 tarihli 3.700.000.000-TL (eski TL.) bedelli hatır çeki ile kredi borcunun ödendiğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda davacının verilen kesin süre içinde davasını ispatlayacak delil bildirmediği ve zamanaşımına itirazlarına ilişkin diyeceklerini bildirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından (2011/2907 E.-2011/5354 K.) "davacı asıl borcu ödediğine ilişkin sözleşme ve icra takip dosyasına delil olarak dayanmıştır. Mahkemece ilgili yerlerden icra takip dosyası celp edilmiştir. Bu durumda mevcut dellillerin ve zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi mahkemeye aittir. Verilen kesin mehlin somut olayda sonuca etkisi yoktur." denilerek kararın bozulduğu anlaşılmış olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; eski BK 488. maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin diğer kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunduğu, davacının hissesinden fazla ödediği ve davalının hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalıya rücu hakkı mevcut olduğu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması nedeniyle davalının zamanaşımı itirazının yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle, 03/01/2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davalının ... İcra Müdürlüğü" nün 2002/1226 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin 12.254,83 TL asıl alacak ve 498,59 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı haksız olarak icra takibine itiraz ettiğinden İİK 67. maddesi gereğince davalının asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatını davacıya ödemesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı kefil, asıl borçlunun borcunu ödediğini belirterek davalı kefile karşı rücuen icra takibi başlatmış, itiraz üzerine dava açılmıştır. Mahkemece, ödenen miktar belirlenip, sözleşmede 3 kefil olduğu kabul edilerek 1/3 oranındaki ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı diğer kefil cevap dilekçesinde, asıl borçlunun borcuna mahsuben çek ile 3.700-TL ödeme yaptığını, bu ödemenin de kendi borcundan düşülmesi gerektiğini belirtmiştir. Davalı kefil, asıl borçlu adına yaptığı bu ödemeyi hissesi oranında diğer kefillerden isteyebilir. Mahkeme, yaptığı incelemede davalı kefilin yaptığı 3.700-TL ödemeden davacı hissesine isabet eden (1/3) miktarı indirip, kalan bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde davanın, ... Sulh Hukuk Mahkemesi" nin 2012/880 E.-2013/970 K. sayılı dosyasında sabit olan 3.700-TL ödemeyi dikkate almadan karar vermesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.