17. Hukuk Dairesi 2017/3252 E. , 2018/7267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı Muhammet vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine ... takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazı 13.06.2012 tarihinde davalı ..."e devrettiğini, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının alacağının tasarruf tarihinden sonra doğduğunu borçlunun takibe itiraz etmediğini, müvekkilinin taşınmazı raiç değerden aldığını ve ödemeleri banka aracılığı ile yaptığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu ..., dava konusu taşınmazı borç aldığı dava dışı ..."ye olan borcuna karşılık teminat amaçlı olarak verdiğini ancak tapunun anılan şahsın istemi üzerine yiğeni ... adına yapıldığını 7 ay sonra geri almak istediğinde ..."in fazladan para istediğini ve devri kabul etmediğini taşınmazı halen kendisinin kullandığını, davacıdan da bir borcu ödemek için para aldığını onu da ödemediğini belirtmiştir.
Mahkemece, borçlu ..."in, nakit aldığı borç para karşılığı ... ve ..."a borçlandığı, ..."in alacağını teminat altına almak için taşınmazı çok düşük bir devir ile üzerine aldığı, İİK 278/2 ve 279/1 madde hükmüne
göre çok düşük bedelle yapılan işlemlerin muvazalı sayılması gerektiği, her ne kadar ... bu durumu bilmediğini ileri sürmesine karşılık mali sıkışıklık yaşayan ..."e borç verdiğinde kendisi gibi borç veren alacaklıları zarara uğrattığını bilmesi gerektiğini, bu hali ile ...in borçlusu ..."in taşınmazını düşük bir bedelle elden çıkartmasına sebep olmasında dürüstlük kuralına uygun sayılamayacağından bahisle davanın kabulüne ancak ... ile ... arasındaki 08.02.2012 tarihli borç sözleşmesinde, borcun taşınmazın 1/2 hissesi karşılığı verildiği göz önüne alanarak dava konusu alacak miktarında taşınmaza takip yetkisinin bu oranla sınırlanması gerektiğine karar vermiş; hüküm, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1.... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında dava konusu taşınmazın satışından sonra uyuşmazlık çıktığı, daha sonra takibe geçildiği ve takip konusu borçla ilgili olarak borçlu tarafından ... dairesine gelerek borç kabul edilerek kesinleştirildiği, takip kaynağının 08.02.2012 tarihli yine aynı dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin borçlu tarafından davacı alacaklıya satışına ilişkin adi yazı belge olarak gösterilmesine rağmen, borçlunun duruşmada borcun kaynağını üçüncü kişinin dayısına olan borcun ödenmesi için alınan borç para olduğunun belirtildiği, tüm bu olgulardan dava dayanağı takibin borçlu ile üçüncü kişi arasındaki satışın iptali amacıyla yapıldığı dolayısıyla gerçek bir alacak borç
ilişkisinin olmadığının anlaşılmış olması nedeni ile davanın bu ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
2-Kabule göre ise, davacının bu davayı açmaktaki amacı takibe koyduğu alacağın tahsili olduğundan, davanın kabulüne karar verildiğinde davacının bu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile borcun kaynağı taşınmazın 1/2 hisse satışına ilişkin olduğundan bahisle tasarrufun 1/2 oranında iptaline karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan davalı ... vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 17.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.