21. Hukuk Dairesi 2015/8131 E. , 2015/12928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, aylığını kesen Kurum işlemin iptaliyle yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının iptal edilmesi ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın ıspatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
5510 sayılı Kanunun, Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi başlığını taşıyan 59. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür...
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan yasal çerçevede somut olay incelendiğinde; davacının 17.2.2005 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandığı, ölüm aylığının 1.3.2005 tarihinde bağlandığı, davacının 2.3.2012 tarihinde boşandığı eşi ile yeniden evlendiği, davacının adresinde...Kurumu Kontrol Memurluğu görevlilerince bir soruşturma yapılmadığı, soruşturmanın
jandarma komutanlığı vasıtası ile yaptırıldığı, 10.12.2013 tarihli jandarma tutanağında kimlerin ifadesine başvurulduğunun açıklanmadığı, bu haliyle tutanağın somut ifadelere dayanmadığı, ayrıca tutanak içeriğinde davacının oğlunun çocuklarına bakmak için haftanın birkaç günü oğlunun evinde kaldığının, haftanın diğer günleri Ali Soylu"nun evinde kaldığının rapor edildiği, davacı ile aynı köyde oturan tanıklardan ..., ..., ... beyanlarında davacının boşandıktan sonra bir süre oğlunun yanında kaldığını, oğlu ile birlikte yaşadığını, boşandığı eşinin görme özürlü olması nedeniyle ona bakmak için yanına gittiğini ifade ettikleri, ancak bir kısım tanıkların ise boşanmadan sonra hep aynı evde yaşadıklarını beyan ettikleri, tanık beyanları arasında bu hususta çelişki olduğu, bu haliyle davacının tekrar evlenmeden önce eşi ile hiç ayrı yaşamasının olup olmadığı, oğlunun evinde kalıp kalmadığı, bu arada görme özürlü olan eski eşin yalnızca bakımını yapmak, ihtiyaçlarını gidermek amacıyla haftanın birkaç günü eski eşinin evine gidip gitmediği husuları açıklığa kavuşamamıştır.
Mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.