MAHKEMESİ:.....ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı .. .. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1982 yılında yapılıp 06.12.1982 ilâ 04.01.1983 tarihleri arasında ilân edilen tapulama sırasında ... köyü, 377 parsel sayılı 17.120,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden ev ve tarla vasfıyla davalı .. .. adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili 09.03.2011 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 377 sayılı parselin 9542,717 m² yüzölçümlü bölümünün 2008 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla, orman kadastro sınırları içinde kalan 9542,717 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve dava konusu ... köyü, 377 sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 9604,50 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı .. .. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 21.04.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 377 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 9604,50 m² yüzölçümlü bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
.