3. Hukuk Dairesi 2014/5184 E. , 2014/5967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSKENDERUN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2012
NUMARASI : 2011/402-2012/220
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Her ne kadar hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmiş ise de; Dairemizin 16.12.2013 günlü ve 2013/15025 E.-17959 K.sayılı ilamıyla duruşma isteminin reddine karar verilerek nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilin, sıvasını yapmakta olduğu binanın yanından geçmekte olan enerji nakil hattından kaynaklı elektrik çarpması sonucu yaralandığını, olaya davalı şirketin elektrik hatlarının yerini değiştirmesinin neden olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, 8.500 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; olay yerine eit enerji natil hattı projesinin incelenmesi halinde müvekkili şirkete ait hattın yasalara uygun olarak tesis edildiğinin anlaşılacağını, ayrıca davacının çalıştığı inşaatın sonradan kaçak olarak inşa edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu ile yapı eseri olarak sorumlu bulunan davalı tarafa ait enerji nakil hatlarında herhangi bir yapım bozukluğu ve bakım eksikliği bulunmadığı gibi olayın meydana gelmesinde işçi sağlığı ve işgüvenliği tüzüğüne uymadan sıva iskelesini kuran davacı ile dava dışı bina sahibinin eşit oranda kusurlu bulunduğunun belirlendiği, ayrıca enerji nakil hatlarının binanın yapımından önce tamamlanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik çarpması nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup Borçlar Kanununun 58.maddesindeki "imar olunan şeyden malikin sorumluluğu" esasına dayanmaktadır. Burada sözkonusu olan, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluktur. Zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, mağdur veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan sözedilemez. Ancak; imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa, illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, davalıya ait enerji nakil hattı nedeni ile davalı yaralanmıştır. Enerji nakil hattının yapımından sonra kaçak olanın binanın yükseltildiğinden söz edilmekte ise de, bu konularda ayrıntılı araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan, mahkemece yapılan keşfe katılan fen bilirkişi, davacı tarafın başvurusu üzerine davadan önce yapılan tespitte de bilirkişi olarak görev aldığını, yapmış olduğu ölçümlere göre enerji nakil hattının tespit dosyasındaki ölçümlere göre bir miktar binadan uzaklaştırıldığını bildirmiştir. Mahkemece, anılan rapor gözetilmediği gibi davacı tarafça da delil olarak dayanılmış olan tespit dosyası da celbedilip incelenmemiştir.
O halde mahkemece; öncelikle tespit dosyası ile enerji nakil hattının ve binanın yapımına dair bilgi ve belgelerin getirtilmesi, akabinde davalıya ait enerji nakil hattının mı yoksa davacının çalıştığı binanın (veya kat ilavesinin) mı önce yapıldığı, enerji nakil hattı önce yapılmışsa sonrasında bölgedeki yapılaşma, özellikle olayın meydana geldiği bina (veya kat ilavesi) nedeniyle meydana gelebilecek tehlikenin bertaraf edilmesi için davalının neler yapabileceği, bu arada olaydan sonra hattın yerinin davalı tarafından değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmiş ise bunun tehlikenin berteraf edilmesi kapsamında yapılacak işlerden olup olmadığı üzerinde durularak, davalının objektif sorumluluğu, bu sorumluluğun herhangi bir nedenle kalkıp kalkmadığı, ek kusur bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine dair karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.