Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hüküm ile de, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda, somut olayda, müştekinin ikametinden 20.000.00 TL değerinde ziynet eşyaları ve telefonunun çalındığının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçundan çalınan eşyaların değeri, sanığın kastının yoğunluğu gibi teşdit gerekçeleri bulunduğu halde, sanık hakkında alt sınırdan hüküm kurularak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesine aykırı davranılması, aleyhe temyiz olmadığından ve Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’ın temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.