MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 301 ada 2 parsel parsel sayılı taşınmazın 20.03.2012 tarihinde yapılan ihale sonucunda davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, satışa esas mahalinde yapılan tespitte sehven taşınmaz üzerinde yapı bulunmadığı belirlendiğini ancak taşınmazda ihaleden önce davalı tarafından yapılmış üç katlı evin olduğunu, 4706 sayılı kanunda yapılan değişiklikle hazineye ait taşınmaz mallar üzerine yapıların yapı ve tesislerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın hazineye intikal edeceğini, tesisleri yapanların yapı ve tesisler üzerinde herhangi bir hak ve tazminat talep edemeyeceğini, evin değerinin 245.030,23TL olarak belirlendiği bu bedelin ödenmesi için davalıya 01.10.2012 ve 290 sayılı yazıyla bildirim yapıldığını, yapılan bildirime rağmen ödemede bulunulmadığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı üzerinde bulunan evle satın aldığı beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı idarenin ihalenin feshi yoluna gitmesi gerekirken doğrudan doğruya tapu iptali ve tescil davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davanın dayanağını teşkil eden 4706 sayılı kanunun taksitle ödeme, satış bedelinden pay verilmesi, belediyelere devri düzenleyen 5. maddesi (değişik madde: 03/07/2003 - 4916 s.k./4. md.) son fıkrası “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesisler, başka bir işleme gerek kalmaksızın Hazineye intikal eder. Yapı ve tesisleri yapanlar herhangi bir hak ve tazminat talep edemezler.” şeklinde iken Anayasa Mahkemesinin 03.07.2014 gün 2014/9Esas, 2014/121Karar sayılı kararı ile anılan hükmün son cümlesi iptal edildiğinden, yapı ve tesisleri yapanların hak ve tazminat talep hakları bulunduğu gözetilerek, davanın reddedilmiş olması bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..