Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/14270 Esas 2017/6531 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14270
Karar No: 2017/6531
Karar Tarihi: 13.10.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/14270 Esas 2017/6531 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/14270 E.  ,  2017/6531 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 35 ve 36 parsel sayılı 3.020,93 ve 8.549,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tüm araştırmalara rağmen zilyet ve malikleri tespit edilemediğinden bahisle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, taşınmazların ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, dava dilekçesiyle taşınmazların atalarından kendisine intikal ettiğini ve zilyet olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, çekişmeli 125 ada 35 ve 125 ada 36 sayılı parseller hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sonucu kazanım koşullarını gerçekleştirdiği gerkeçesiyle yazılı karar verilmiştir. Uzman teknik bilirkişi ve yerel bilirkişi sözleri ile taşınmazların 20 yıldan fazla zamandır zirai faaliyette kullanıldığı anlaşılmakta ise de taşınmaza kimin ne sıfatla zilyet olduğu aydınlatılmamıştır. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişilerin bir kısmı taşınmazlarda ..."in, bir kısmı ise..."nün zilyetliğinden bahsetmiş, taşınmazların esasen .... ailesine ait olduğunu ancak taksim olgusunu bilmediklerini, davacının zilyetliğini görmediklerini beyan etmişler, davacı tanıkları da duruşmada dinlenilmiştir. Mahkemece, taşınmazlarının kime ait olduğu şüpheden uzak şekilde tespit edilmemiş, zilyet olarak ismi geçen kişiler ile davacının irs ilişkisi ya da akdi ilişkisi belirlenmemiş, davacının murisinin kim olduğu, taşınmazdaki hakkı araştırılmamış, davacının murisinin başka mirasçısı olup olmadığı belirlenmemiş, başka mirasçı var ise taşınmazın davacıya ne şekilde (taksim, bağış, satış vs.) intikal ettiği davacıya açıklattırılmamış, bu hususlarda yöntemince araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece TMK’nın 701 ve 640. maddesi hükümleri göz önünde tutularak davacının tek başına dava açma hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bakımından öncelikle davacı tarafa davasını hangi hukuksal nedene dayandırdığı açıklattırılmalı, bu konudaki delilleri toplanmalı, açıklanan dava sebebine göre taşınmaz başında mahalli bilirkişi ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılarak ileri sürülen sebep yönünden beyanlar alınıp, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve bunun sonucuna göre de lehine 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi koşulllarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususların göz ardı edilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.