15. Ceza Dairesi 2019/4759 E. , 2019/7123 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/05/2018 tarihli 2017/14324 soruşturma ve 2018/5030 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin İskenderun Sulh Ceza Hakimliği’nin 29/11/2018 tarihli ve 2018/4190 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08/05/2019 gün ve 94660652-105-31-704-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2019 gün ve 2019/52883 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin 25/10/2017 tarihinde kollukta alınan beyanında, 2013 yılında ev almak için çevreden yaptığı araştırmada... isimli şahsın inşaat işleri yaptığını öğrendiğini, bu şahsın kendisini müteahhit olarak tanıttığını, ..."ın, devam etmekte olan inşaatı olduğunu ve bu inşaatın birinci katını kendisine 85.000,00 Türk lirası karşılığında satabileceğini söylediğini, aralarında protokol yaparak anlaşma sağladıklarını, paranın 45.000,00 ve 35.000,00 Türk lirasını inşaat devam etmekte iken verdiğini, kalan 10.000,00 Türk lirasını ise inşaat bittiğinde vermesi gerektiğini, ancak şüphelinin hareketlerinden şüphelenmesi üzerine tapuya gittiğinde sözleşmeye konu yerin aslında satın aldığı yer olmadığını ve başkası adına kayıtlı olduğunu tespit ettiğini, bu durumu şüpheliye söylemesi üzerine çalışanlarının hata yapmış olduğunu belirterek aralarında ikinci bir sözleşme daha yaptıklarını, kendisine eğer evi tamamlayıp vermeyecekse parasını iade etmesini istediğini, ancak her seferinde "bana güvenmiyor musun, evini teslim edeceğim" diyerek kendisini ikna ettiğini, her iki sözleşme için kendisine gösterdiği binanın aynı olduğunu, sadece sattığını beyan ettiği kat ve dairede değişiklik yaptığını, bir süre daha beklediğini, fakat inşaatta bir gelişme olmadığını, şüphelinin kendisinden kaçmaya ve görüşmemeye başlaması üzerine, yeni sözleşme ile tapuya gidip sorduğunda belirtilen parselin başkası adına kayıtlı olduğunu ve burada bir inşaat bulunmayıp boş arsa olduğunu öğrendiğini, bu şekilde şüpheli tarafından dolandırıldığını beyan etmesi, dosya arasında mevcut 25/10/2017 tarihli kolluk araştırma tutanağında, müşteki ile şüpheli arasındaki ilk sözleşmeye konu olan ...Mıntıkası ... ada ... parselde yapılmakta olan binanın 1. katındaki yerin adresinin şüphelinin müteahhitlik faaliyetlerini yürüttüğü iş yeri adresinin de bulunduğu ... Mahallesi ... Caddesi No:...sayılı yerdeki binaya ait olduğunun, ikinci sözleşmeye konu olan ... Mıntıkası ... ada... parsel sayılı yerin asıl inşaat adresi olduğunun, bu parselin ...Mahallesi ... Caddesi No:... sayılı adres olduğunun, iki sözleşme için gösterilen inşaatın bu inşaat olduğunun, ilk sözleşmedeki ada pafta numaralarının hatalı olduğunun anlaşıldığının, şüphelinin müştekiye her iki sözleşme için de aynı binanın farklı dairelerini gösterdiğinin, çevreden yapılan araştırmada belirtilen binayı şüphelinin arsa sahibi ..."den kat karşılığı alarak inşaata başladığının, bir süre sonra inşaatı tamamlamayarak başkaca bir müteahhide verdiğinin, müştekiye gösterilen birinci kattaki daireyi, inşaatı tamamlamak üzere alan müteahhitin arkadaşı olan ve inşaatta kısmi ortaklığı bulunan ...isimli şahsın aldığının, müştekiye gösterilen üçüncü kattaki daireyi ise ... isimli şahsın ..."dan satın aldığının tespit edilmesi, buna göre, dosya arasında mevcut olan müşteki beyanı, şüpheli ifadesi, tanık beyanları, sözleşme örnekleri, tapu kayıtları, araştırma tutanağı ve ödeme belgeleri birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin düzenlediği ilk sözleşmede yer alan dairenin satılmak istenen daire ile alakasının bulunmadığının anlaşılması üzerine, şüphelinin ikinci bir sözleşme düzenlemesi, ancak ikinci sözleşmenin de gereğini yerine getirmemesi ve dosya içeriğine göre, mali durumu bozuk olan şüphelinin, müştekiye daire teslim etme imkanı olmadığını bildiği halde, müştekiden para alarak haksız menfaat temin ettiğinin anlaşılması karşısında; şüphelinin yaptığı iş dolayısıyla kendisine duyulan güveni kötüye kullanmasının basit hile olarak kabul edilip, olayın hukuki bir ihtilaf olarak değerlendirilemeyeceği düşünüldüğünden, şüpheliye isnat olunan dolandırıcılık suçu yönünden toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İskenderun Sulh Ceza Hakimliği’nin 29/11/2018 tarihli ve 2018/4190 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.