Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2132
Karar No: 2014/4666
Karar Tarihi: 13.03.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/2132 Esas 2014/4666 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ancak hüküm, tarafların anlaştığı veya anlaşamadığı durumlarda kamulaştırma bedelinin nasıl ödeneceği ve taşınmazın kimin adına tescil edileceği hakkındaki Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin 8. maddesine uygun değildir. Ayrıca, emsalin emlak vergisine esas tutulan değerleriyle dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değeri arasındaki farklılık ve çelişki giderilmeden eksik inceleme yapılarak karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin 35. maddesi kapsamında hüküm kurmanın mülkiyet hakkını ihlal ettiği belirtilerek, kamulaştırma bedelinin dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde faiz uygulaması getiren bir düzenleme yapıldığı hatırlatılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin 8. maddesi, 2942 sayılı Yasanın 11. maddesi, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi.
18. Hukuk Dairesi         2014/2132 E.  ,  2014/4666 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/07/2008
    NUMARASI : 2005/360-2008/375

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    1-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin 8. maddesinde “Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin davacı tarafça davalı adına bankaya bloke edildiğine dair makbuzun dosyaya sunulması halinde taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacı idareye bedeli bloke etmesi için süre verilip bankaya yatırması beklenmeden kamulaştırma bedelinin tespitine ve taşınmazın tesciline karar verilmiş olması,
    2-Kabule göre de;
    2942 sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Bu itibarla dava konusu taşınmazların ve emsalin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin oranı ile bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir. Dosyadaki kayıtlara göre 2005 yılında dava konusu 14.. ada 2.. parsel sayılı taşınmazın emlak vergisine esas değeri 6.25 TL, emsal alınan 156 ada 20 parselin değeri ise 7.81 TL dir. Buna göre emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşıldığı halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın daha değerli kabul edilmesi nedeniyle yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli ve inandırıcı bulunmamıştır.
    Bu durumda, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü yeni emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Ayrıca;
    3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
    Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi