Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21683
Karar No: 2017/2289

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/21683 Esas 2017/2289 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/21683 E.  ,  2017/2289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, 409 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki B blok 5 nolu bağımsız bölüm ... adına kayıtlı iken ... 7. Noterliğinin 06.09.2004 tarih ve 21099 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekili ... tarafından davalı ...’e satış suretiyle devredildiğini, söz konusu vekaletnamedeki vekil eden nüfus bilgilerinin sahte olduğunun tespit edildiğini, sonra da taşınmazın...vekili sıfatıyla davalı ... tarafından davalı ...’a satıldığını, satışların kötüniyetli ve yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptalini istemiştir.
    Davalılar ... ve..., taşınmazın aralarındaki anlaşmaya binaen teminat olarak devredildiğini, bankadan kredi çekildiğini, davalı ... ise müteahhit olduğunu, taşınmazı alırken düzenlenen vekaletnameler hakkında bilgisi olmadığını belirterek,davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5 nolu bağımsız bölümün13.01.1999 tarihinde satış suretiyle ... adına tescil edildiği, ... 7. Noterliği 06.09.2004 tarih, 21099 yevmiye numaralı vekaletname ile davalı ...’in vekil tayin edildiği, vekilin 19.04.2006 tarihinde taşınmazı davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, yine davalı ...’den alınan ... 15. Noterliği 08.05.2006 tarih 18227 yevmiye numaralı vekaletname ile ... tarafından davalı ... ’a 14.09.2006 tarihinde temlik edildiği, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/67 Esas, 2013/112Karar sayılı kararında; sahte vekaletnameye dayalı satış işlemini yapan tapu memurları hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan davada sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teftiş Kurulu"nun 15.09.2009 tarihli raporunda; vekaletnamedeki kişi ile ...’in aynı kişi olmadığı, kimliğin sahte olduğu ancak aldatma kabiliyetine haiz olduğunun belirlendiği, şikayetçi ... ve tanık beyanlarından sahte kimlik kullanılmak suretiyle vekaletname düzenlendiği ve bu vekaletname ile taşınmazın satıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “ kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir. ” hükmü öngörülmüş, 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “ memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği...” açıklanmıştır. T.M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.
    Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Anılan ilke 27.3.1957 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsenmiş, Borçlar Kanununun 55. maddesindeki sorumluluğun kusura dayanmadığı 22.6.1966 tarih 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de tekrarlanmıştır. Adam çalıştıran (somut olayda devlet) objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumludur. Çalışanın seçiminde, talimat vermede ve denetlenmesindeki eksiklik yada bozukluk nedeniyle çalışan çevre ve ilgililer için hakların kazanılması ve kullanılması açısından özel bir tehlike oluşturur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi yada yitirilmesi bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, aykırı kayıtlardan doğan zararları da ödemeyi taahhüt etmektedir. Dayanıksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmelidir.
    Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesi ( yargılama sırasında, 17.8.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicil Tüzüğünün 74.maddesi ) gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK.nın 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
    Öte yandan; Tapu Sicil Tüzüğü’nün 85. maddesi “ Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re"sen dava açılır. İkinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir. (Değişik son fıkra: 8/11/2004-2004/8109 K.) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re"sen düzeltme yapılır ” şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir. Belgelere aykırılık nedeniyle oluşturulacak sicil dışında örneğin sahtecilik gibi yolsuz nitelik taşıyan sicillerden dolayı Hazinece Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde öngörülen sorumluluk nedeniyle açılan iptal davalarında Hazine yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğu Yargıtay"ın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Diğer taraftan, Tapu Müdürlükleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı ve Genel Müdürlük olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluşlar olarak, genel bütçe içinde ayrı bütçe ile yönetilen kamu kuruluşlarıdır.
    O halde; Tapu Müdürlüğünün hatalı gerçekleştirilen çekişmeye konu işleminin düzeltilmesi ile ilgili olarak yukarıdaki ilkelerde dikkate alındığında eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur.
    Somut olayda, Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) tarafından açılan davada, adına yolsuz tescil yapılan kişilerin davalı sıfatıyla yer aldığı, üzerindeki sicil kaydı yolsuz olarak silinen asıl malik ...’in de ihbar edilmek suretiyle davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; işin esasına girilerek, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi