11. Hukuk Dairesi 2015/6480 E. , 2016/3176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.12.2014 tarih ve 2014/26-2014/488 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22.03.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 23.12.2010 tarihli pazarlık yoluyla araç kiralama sözleşmesi kapsamında 173.924 TL tutarlı teminat mektubu verildiğini, sözleşmenin 07.01.2011-08.05.2011 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ihtarlara rağmen davalının teminat mektubunu iade etmediğini, bankaya 770 TL komisyon ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitini, davacıya iadesini, 770 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan tazminat talebine yönelik olarak feragat beyanında bulunmuştur.
Davalı vekili, 23.12.2010 tarihli sözleşmenin 12.4.1 maddesine göre taahüdün, sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK"dan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra teminatın iade edileceğini, davacının sözleşme gereğince yükümlü olduğu işçilik ücretlerini ödemediğini, davacı şirket çalışanları tarafından müvekkili aleyhine açılmış bir çok dava bulunduğunu, teminat mektubunun iade edilmemesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan 23.12.2010 tarihli sözleşme gereğince 173.924 TL tutarlı teminat mektubunun verildiği, davacı üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği halde teminat mektubunun geri verilmediği, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle teminat mektubunun hüküm ifade etmediği gerekçesiyle, davaya konu teminat mektubunun davacıya iadesine, 770 TL komisyon alacağı talebi yönünden feragat nedeniyle talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, teminat mektubunun iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği halde teminat mektubunun iade edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.4.1. maddesinde taahhüdün sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra teminat mektubunun yükleniciye iade edileceği, 32. maddede yüklenicinin taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya benzeri nedenlerle ortaya çıkacak zarar ve ziyandan doğrudan sorumlu olduğu, bu zarar ve ziyanın genel hükümlere göre yükleniciye ikmal ve tazmin ettirileceği, 37.4. maddede yüklenicinin İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunu hükümleri ile bu husustaki tüzük ve yönetmeliklere uymaya mecbur bulunduğu, bu kanunlar ile diğer hukuki mevzuatlara uyulmaması neticesi doğabilecek her türlü cezai, maddi veya manevi sorumlulukların muhatabının yüklenici olacağı düzenlenmiş, hizmet işleri genel şartnamesinin 38. maddesinde ise çalışanların ücretlerinden yüklenicinin sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davalı taraf, yüklenicinin sözleşme kapsamında çalıştırdığı bir kısım işçilerin iş mahkemelerinde aleyhlerine dava açtıklarını belirterek, bir kısım dosya numaraları ibraz etmiş, bu dosyalar haricinde de açılmış davalar bulunduğunu savunmuş olup, bu durumda mahkemece anılan dava dosyaları getirtilip incelenmeden, sözleşme kapsamında davacı yüklenicinin sorumlu olduğu işçilik alacaklarından dolayı davacıya borcu bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.