7. Ceza Dairesi 2016/556 E. , 2018/4829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4926 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin 11.04.2013 tarih, 2012/19063 E., 2013/9585 K. sayılı ilamıyla sanıkların birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip buna göre 4926 sayılı Yasanın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen "bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer ..."nce belirlenen değerdir." düzenlemesindeki "... İdaresince" ibaresinin 30.12.2008 gün ve 27906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasa"ya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu eşya konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii edilerek yaptırılacak inceleme sonucunda tespit edilecek CİF değer üzerinden hesaplanan gümrüklenmiş değerin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere sanıklara ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedildiği ve mahkeme tarafından da ilama uyma kararı alındığı halde, bozma sonrası bağımsız bilirkişiye tespit ettirilen CİF değer üzerinden ... idaresine kaçak eşyanın gümrüklenmiş değeri hesaplattırılmadan bilirkişinin belirlediği CİF değerin eşyanın gümrüklenmiş değeri olarak kabul edilmek suretiyle sanıklara bu değerin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu oldukları da belirtilmeden ön ödeme önerisinde bulunulduğu anlaşılmakla;
Bozmadan sonra bağımsız bilirkişiye tespit ettirilen CİF değer üzerinden ..."ne kaçak eşyanın gümrüklenmiş değeri hesaplattırıldıktan sonra gümrüklenmiş değerin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere sanıklara ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-13.09.2006 tarihli olay tespit tutanağına göre sanık ..."ın sürücüsü olduğu ... plaka sayılı araçta üzerinde "...TEA ve Arap alfabesiyle yazılmış yazılar"" bulunan her biri beşer kiloluk 1.325 adet çay kolisi ele geçirildiği, sanık..."ın çayların diğer sanık ..."ın yetkilisi olduğu ... Kuyumculuk firması tarafından... firmasına satıldığına dair fatura ve sevk irsaliyesinin ibraz edildiği, bu faturayla ilgili olarak vergi denetmeni bilirkişinin 13.12.2006 tarihli raporunda incelemeye ibraz edilen belgeler cihetinden defter kayıtlarıyla ilgili olarak herhangi bir eksiğin bulunmadığı,... firmasına satış faturasının üst nüshasıyla alt nüshası arasında fark olması nedeniyle bu faturanın sahte belge olduğu şeklinde bir kanaate ulaşıldığı ve çayların aslında ... Çay firmasından alınan çaylar olmayıp kaçak çaylar olduğu belirtilmiş ise de, vergi denetmeni bilirkişinin kanaatinin... firmasına satışa ilişkin faturayla ilgili olduğu, bu belgelerden başka dosyaya sanık ..."ın yetkilisi olduğu ... Kuyumculuk firmasının dava konusu çayları ... Çay firmasından aldığına dair sevk irsaliyesinin ve çayların ... Serbest Bölge ... Müdürlüğü"nce tescilli 05.01.2006 tarihli 06330500IM000114 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ... Kağıtçılık firması tarafından ... Çay firmasına satışı yapılmak suretiyle ülkeye sokulduğuna dair beyannamenin de ibraz edildiği, mahkemece ... Serbest Bölge ... Müdürlüğü"nden anılan ithalata ilişkin beyanname ve eklerinin dosyaya celp edildiği anlaşılmakla, ... Çay ve ... Kağıtçılık firmalarının temsilcilerinin de dinlenilerek ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşey araştırmasının tamamlanması, mahkemece ... Serbest Bölge ... Müdürlüğü"nden celp edilen anılan ithalata ilişkin beyanname ve ekleri ile birlikte dava konusu tüm belgelerin konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek cins, miktar, menşei ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi,
2-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasanın sanıklar lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan neticeten hapis cezası öngörmeyen 4926 sayılı Yasanın sanıkların lehine olacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi bakımından, bozmadan sonra bağımsız bilirkişiye tespit ettirilen CİF değer üzerinden ... idaresine düzenlettirilecek KEMT varakasındaki dava konusu eşyanın “ithalinde öngörülen ... vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı” olan miktarın kamu zararı olduğunun sanıklara bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/9. madde ve fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, kamu zararının 180,00 TL olarak bildirilmesi suretiyle sanıkların yanıltılması,
4-Bozmadan sonra bağımsız bilirkişiye tespit ettirilen CİF değerin gümrüklenmiş değer olarak kabul edilerek bu değer üzerinden ceza tayini suretiyle sanıklar hakkında eksik cezaya hükmedilmesi,
5-Dairemizce bozulan mahkemenin 12.02.2010 tarih, 2007/145 E., 2010/57 K. sayılı kararında sanıkların müteselsilen 98.862,00 TL tazmini nitelikte adli para cezasıyla cezalandırılmalarına hükmedildiği, kararın sanıkların müdafiilerinin temyizleri üzerine bozulduğu, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma ilamının sanıklar için kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
6-Dava konusu kaçak çayların teminat karşılığında sanık ... müdafiine teslim edildiği anlaşılmakla, müsaderesine karar verilen kaçak çayların fiilen müsaderesinin mümkün olması halinde teminatın iadesine, fiilen müsadere edilememesi halinde yatırılan teminatın hazineye irat kaydına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafinin ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.