12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15477 Karar No: 2017/7360 Karar Tarihi: 08.05.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/15477 Esas 2017/7360 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/15477 E. , 2017/7360 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu ... Belediyesi vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda, banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması yönündeki başvurunun müdürlük tarafından reddedildiğini ileri sürerek müdürlük işleminin ve banka hesapları üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını istediği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlu vekili, 14.01.2016 tarihli celsedeki imzalı beyanı ile "biz açtığımız dava ile ... Belediyesine ait banka hesaplarının haczedilemez hesaplar olduğuna dair iddiada bulunmadık, biz dava dilekçesi ile icra müdürlüğünün haczi uygulama şekline itiraz ettik. Belediyeye verilen süre içerisinde borcu karşılayacak miktarda mal beyanında bulunduğu için takip dosyasındaki borç nedeniyle sadece bildirilen mallar üzerine haczin uygulanması gerektiğini iddia ediyoruz, ancak müdürlük bu yöndeki talebimizi reddetmiştir, red kararının kaldırılmasını istiyoruz." diyerek şikayet dilekçesi içeriğini açıklamıştır. Anayasa Mahkemesi"nin 17.06.2015 tarih ve 2014/194-2015/55 sayılı, Resmi Gazetenin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayınlanan kararında; 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun"un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin "..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır" ibaresi ve ikinci cümlesinin "...veya kamu hizmetlerini aksatacak.." ibaresi ile 6552 sayılı Kanun"un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Ayrıca T.C. Anayasası’nın 153/5. maddesi uyarınca “iptal kararları geriye yürümez” hükmü kesinleşen işlem ve kararlara ilişkin olup elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanmaz. Diğer bir deyişle, bir davada uygulanması gereken bir kanun maddesi iptal edilmiş ise eldeki davada artık uygulanmaz. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi Yasanın 15/son fıkrasındaki, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının iptal edilmiş olması nedeniyle aynı maddede yer alan "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez." hükmü gözetilmek suretiyle belediyenin beyan edeceği mallar dışındaki belediye mallarının haczi mümkündür. O halde; alacaklının, borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği mallar dışındaki mallarının da haczini isteyebileceği anlaşılmakla, mahkeme tarafından şikayetin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.