16. Hukuk Dairesi 2017/4345 E. , 2017/6516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli 123 ada 139, 141 ada 41, 42, 43 ve 143 ada 12 parsel sayılı 3.710.94, 18.233.83, 12.960.69, 14.977.26 ve 6.723,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın, gider avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114 ve 120. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Gider avansı uygulaması, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile usul hukukumuza girmiştir. Hal böyle olunca 1086 sayılı HUMK"nın yürürlüğü döneminde usul hukukumuzda yer almayan gider avansına ilişkin düzenlemenin, yeni usul kanunumuzun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibariyle tahkikat aşamasına geçilmiş dosyalar bakımından uygulanma olanağı yoktur. HGK"nın 12.12.2012 tarih 2012/9-1170-1172 Esas ve Karar sayılı kararında da, uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK"nın zamanında açılmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş bulunması halinde gider avansı istenemeyeceği; koşullarının bulunması halinde sadece HMK"nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği belirtilmiştir. Öncelikle gider avansı ve delil avansının amacı, hangi durumda istenileceği ve süresinde yerine getirilmemesinin müeyyidesinin ne olduğu hususlarına kısaca değinmekte fayda vardır. Gider avansı, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-g maddesinde “dava şartı” olarak düzenlenmiş olup, 120. maddesinde ise eksik gider avansının tamamlanmasından söz edilmiştir. Gider avansı, yargılamanın devamı süresinde muhtemel giderlerin önceden karşılanması ve yargılamanın uzamasına yol açılmaması amacıyla yapılan bir düzenlemedir. Gider avansına ve eksik gider avansının tamamlanmasına karar verilebilmesi için, herhangi bir delilin toplanmasına karar verilmiş olmasına gerek yoktur. Gider avansının dava açarken yatırılmamış olması halinde Yasa"nın 115. maddesi; eksik gider avansının tamamlanmaması halinde ise Yasa"nın 120/2. maddesi uyarınca tarafa iki hafta kesin süre verilir. Kesin süre verilirken, hangi
madde uyarınca verildiği, istenen avansın “gider avansı” ya da “eksik gider avansı” ve müeyyidesinin ise “davanın usulden reddine karar verilmesi” olduğu kararda yer almalı ve ihtar bu çerçevede yapılmalıdır. Delil avansı ise; somutlaştırılmış, toplanmasına karar verilmiş bir delilin toplanması için gerekli olan masraflardır. Delil avansı hususunda kesin süre verilebilmesi için, delilin toplanmasına karar verilmek suretiyle toplanacak delilin somutlaştırılmış olması (örneğin keşif tarihinin ve keşfin nasıl yapılacağının ara kararda yer alması) ve dosyanın öngörülen delil için gerekli ön hazırlığı içermiş olması (örneğin keşif kararı verilecekse, keşifte uygulanacak ve uygulanması gereken tüm bilgi ve belgelerin toplanmış olması) gerekir. Ayrıca delil avansının, ispat külfeti kendisine düşen taraftan istenebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Verilecek kesin süreye ilişkin ara kararda, masraf farklı kalemlerin toplamından oluşacaksa her bir kalemin nelerden ibaret bulunduğu, istenen avansın 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uyarınca istenen delil avansı ve müeyyidesinin ise “o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmak” olduğu hususlarının yer alması; ihtarların da buna uygun yapılması zorunludur. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; gerek 6100 sayılı HMK"nın 120 maddesi, gerekse; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 45. maddesindeki düzenlemelere göre; tarifede sayılan gider avanslarının dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken gider olması nedeni ile dava dilekçesinde tanık, bilirkişi ve keşif deliline dayanmış olan davacı taraf yönünden HMK’nun 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Uygulanacak yasa hükmü 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesidir. Bu nedenle; 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, HMK’nın 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Diğer yönden kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekir. Kesin süreye ilişkin hükümlerin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında delil avansının hangi işlemler için ve ne miktarda ödeneceği kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile yapılacak işlemler için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece 18.01.2012 tarihli duruşmada, belirtilen ilkelere uygun bir ara karar kurulmamış, delil avansının hangi işlemler için ve ne miktarda istendiği açıkça belirtilmemiştir. Yargılamanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak sadece HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak yazılı şekilde gider avansı istenmesi yerinde olmadığı gibi yöntemince belirlenmeyen kesin süreye uyulmaması nedeni ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması da isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.