İcrai davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/2071 Esas 2020/6194 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2071
Karar No: 2020/6194
Karar Tarihi: 18.02.2020

İcrai davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/2071 Esas 2020/6194 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık bir avukattır ve önceki bir davadan dolayı hüküm giymiştir. Hüküm gereği 34.000 TL adli para cezası ile hapis cezası aldığı halde, adli para cezasını ödemesine rağmen hapis cezası infaz edilmemiştir. Sanık daha sonra, suçun işlendiği tarihten yaklaşık dört yıl sonra mahkemeye bir dilekçe sunarak cezanın ertelenmesini talep etmiştir. Ancak, sanığın dilekçesi gerçek dışı beyanlar içermektedir ve takip eden yargılama sonucunda sanığın resmi belgede zincirleme sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, sanığın hareketi TCK'nın 204/2. maddesi uyarınca suç teşkil etmemekte, sanığın avukat olarak yaptığı işlem TCK'nın 257. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Kanun maddeleri TCK'nın 204/2. ve 257. maddeleridir.
5. Ceza Dairesi         2016/2071 E.  ,  2020/6194 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : Kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçundan mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın Ankara Barosuna kayıtlı avukat olduğu ve Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/269 Esas sayılı dosyasında katılan vekili olarak görev yaptığı, mahkemenin 2006/471 sayılı ve 12/06/2006 tarihli kararıyla..."e dolandırıcılık suçundan verilen 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezasının katılanın uğramış olduğu 34.000 TL zararı ödemesi koşuluyla ertelendiği, kararın 20/06/2006 tarihinde kesinleştiği, Naci Demir hakkında Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2007/12129 Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi yapılmasına rağmen 34.000 TL katılana ödenmediği halde, sanık Avukatın, şikayete konu zararın sanık yakınları tarafından karşılandığı, katılanın herhangi bir zararının kalmadığı ve cezanın ertelenmesi talebini içerir 11/02/2010 tarihli dilekçeyi katılan vekili sıfatıyla mahkemeye sunduğu, mahkemece aynı tarihli Ek Karar ile... hakkındaki infazın durdurulmasına ve salıverilmesine karar verildiği anlaşılan somut olayda; Dairemizin 2013/9516 Esas ve 2015/12052 Karar sayılı bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonunda kamu görevlisi olan sanığın görevi gereği düzenlediği 11/02/2010 tarihli dilekçenin içeriği itibarıyla sahte, buna bağlı olarak verilen kararın da gerçeğe aykırı olduğundan bahisle kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçundan mahkumiyetine hükmedilmiş ise de; sanığın mahkemeye ibraz ettiği 11/02/2010 tarihli dilekçenin niteliğine, anılan dilekçenin kesinleşen hükmün infazı aşamasında verilmiş olmasına, Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın niteliği gereği infazının Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılmasının zorunlu olmasına, İcra dairesi aracılığıyla infaz edilecek ilamlardan
    olmamasına göre TCK"nın 204/2. maddesinde tanımlanan suç oluşmayacağından, avukat olan sanığın eyleminde TCK"nın 257. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 18/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.