Ceza Genel Kurulu 2014/737 E. , 2016/223 K.
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Nitelikli yağma suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK’nun 149/1-a-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, sanık ...’ın ise aynı Kanunun 149/1-a-c, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 04.05.2006 gün ve 25-154 sayılı hükmün, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 18.02.2009 gün ve 16308-3595 sayı ile;
“Sanıkların savunmasının alındığı 09.03.2006 günlü oturum tutanağının ilk sayfasının mahkeme heyeti tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 219/1. (1412 sayılı CMUK"nun 264.) maddelerine aykırı davranılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 28.07.2009 gün ve 142-269 sayı ile;
“Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 18.02.2009 tarihli 2006/16308 Esas 2009/3595 Karar sayılı bozma ilamı ile sanıkların savunmasının alındığı 09.03.2006 günlü oturum tutanağının ilk sayfasının mahkeme heyeti tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 219/1 (1412 sayılı CMUK’nun 264) maddelerine aykırı davranılması nedeniyle bozulmuştur. Oysa Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2007 tarih 2007/9-74 Esas 2007/86 Karar sayılı kararında belirtildiği gibi; CMK’nun 219. maddesini değerlendirdiğimizde duruşma sürecini saptamak için tutulan tutanakların mahkeme başkanı ile zabıt katibi tarafından imzalanmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. CMK’nun 232/4. maddesi uyarınca karar ve hükümlerin bu karara katılan Hakimler tarafından imzalanmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin yargılama aşamasındaki tutanaklarının ise sadece mahkeme başkanı ile zabıt katibi tarafından imzalanmasının yeterli olacağı açıkça görülmektedir.
Mahkememiz dosyasındaki kısa karar ve gerekçeli karar, karara katılan tüm hakimler tarafından imzalanmıştır. Eksik kalan husus 09.03.2006 tarihli duruşma tutanağının ilk sayfasıdır. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma ilamında belirtilen imza eksikliğinin mahkeme başkanı tarafından 10.06.2009 tarihinde imzalanmış olduğu görülmekle 09.03.2006 günlü duruşma tutanağının ilk sayfasının heyete katılan tüm hakimlerce imzalanması gerekli olmayıp CMK’nun 219/1. maddesi uyarınca tutanağın sadece mahkeme başkanı veya hakim ile zabıt katibi tarafından imzalanması zorunluluğu karşısında Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 18.02.2009 tarih 2006/16308 Esas 2009/3595 Karar sayılı bozma ilamına karşı direnilmesine karar verilmiştir…” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2012 gün ve 2009/217455 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosyada, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 18.09.2012 gün ve 250-1777 sayı ile;
"Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların savunmalarının alındığı 09.03.2006 günlü oturum tutanağının ilk sayfasının mahkeme heyeti tarafından imzalanmamasının 5271 sayılı CYY"nın 219/1. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkeme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden, sanık ..."ın savunmasının alındığı 09.03.2006 tarihli oturuma ait duruşma tutanağının ilk sayfasının zabıt kâtibi tarafından imzalandığı, ancak başkan ve üye hakimler tarafından imzalanmadığı, Özel Daire’nin konuya ilişkin bozma ilamından sonra hakim imzasındaki eksikliğin mahkeme başkanı tarafından 10.06.2009 tarihinde giderildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İnceleme konusu olayda, yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında imza eksikliği mahkeme başkanı tarafından tamamlanmak suretiyle bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmıştır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınmasına yasal olanak bulunmaması nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine" karar verilmiştir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesince 10.11.2014 gün ve 28949-19150 sayı ile;
"Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin yağma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında kurulan 04.05.2006 gün, 2005/25 Esas-2006/154 Karar sayılı hükmünün, Dairemizin 18.02.2009 gün, 2006/12308 Esas, 2009/3595 Karar sayılı kararıyla, "Sanıkların savunmalarının alındığı 09.03.2006 tarihli oturum tutanağının ilk sayfasının mahkeme heyeti tarafından imzalanmaması" nedeniyle bozulmasından sonra, mahkeme başkanı tarafından söz konusu tutanağın ilk sayfasının 10.06.2009 tarihinde imzalandığı, ancak mahkeme tarafından 28.07.2009 tarihinde bozma ilamına direnilmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; kararın temyizinin incelenmesi, Yargıtay Kanunu"nun 15. maddesine göre, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun görevine girdiğinden dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine" karar verilmekle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlen- mesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında verilen beraat kararının eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir karar olup olmadığı hususu öncelikle değerlendirilmelidir.
İncelen dosya kapsamından;
Yerel mahkemenin 28.07.2009 gün ve 142-269 sayılı direnme kararı yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, Ceza Genel Kurulunca dosyanın temyiz incelemesi için Özel Dairesine gönderilmesine karar verildiği halde Özel Dairece hatalı değerlendirme ile dosyanın temyiz incelemesi için yeniden Ceza Genel Kuruluna gönderildiği anlaşılmakta olup, Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir karar bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir karar bulunmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir direnme hükmü bulunmadığından, dosyanın temyiz isteminin incelenmesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.