1. Hukuk Dairesi 2016/12606 E. , 2017/2257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 39, 60, 61, 75 ve 801 nolu parsellerde paydaş iken yapılan imar uygulaması neticesinde 142 ada 4 nolu parselin adına tescil edildiğini, anılan imar uygulamasının iptal edilerek geri dönüşüm işlemlerinin bu kök parsellere isabet eden 2/B"lik orman alanlarının uygulama dışında bırakılması gereği göz önüne alınarak 2008 yılında yapılabildiğini, iptal kararı zamanında uygulanamadığından ve 2/B"lik alanlarla ilgili davalarda kök parsellere dönülmediğinden ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/919 esas 2005/422 karar sayılı kararına göre 142 ada 4 parselin 9 ve 10 nolu parseller olarak iki kısma ayrılarak 142 ada 9 parsel olan 3726 m2"lik bölümün orman vasfı ile ... adına tesciline ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiğini, oysa imar öncesi paydaşı oldukları kök parsellerin 2/B"lik alanlarla bir alakası olmayıp, yapılan uygulama neticesinde 2/B"lik alanın bulunduğu yerden yer verildiğini, kök parsellerin yeniden imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve hazinenin 142 ada 9 parselden gelen 2/B orman alanı uygulama bölgesi imar parsellerinde haksız ve mükerrer şekilde hissadar olup 1431 ada 4 parselde kendileri ile paydaş kılındığını ileri sürerek, ... adına kayıtlı payın iptaliyle adına tescili isteminde bulunmuştur.
Davalı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/919 E 2005/422 K sayılı kararı ile sonradan yapılan imar uygulaması arasında bir ilişki bulunmadığını, imar uygulamasının kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ Dava, tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği belirtilerek görev yönünden reddine karar verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği itibarıyle davada idarece yapılan imar işlemine yönelik bir istek bulunmayıp, önceki mülkiyet hakkına dayanılarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulmuştur.Bu tür bir isteğin idari işlem ve idari yargı ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davalarının çözüm yeri genel yargı yerleridir. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile dava konusu 1431 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 139775/240000 payın iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça süresinde temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 39, 60, 61, 75 ve 801 no’lu kadastral parsellerde paydaş iken 1997 yılında yapılan 3194 sayılı İmar Kanunu 18. maddesine dayalı imar uygulaması neticesinde 142 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, 1997 yılında yapılan imar uygulamasının idari yargı tarafından iptal edildiği, kök parsellere henüz geri dönüşüm yapılmadan anılan 142 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle davalı ... tarafından davacı aleyhine açılan iptal ve tescil davasının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13/10/2005 tarih ve 2001/919 E 2005/422 K sayılı ilamı ile kısmen kabul edildiği, Yargıtay derecatından geçerek 06/11/2007 tarihinde kesinleşen anılan mahkeme kararı ile 9.715,88 m lik 142 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3726 m2 lik kısmının ifrazı ile 142 ada 9 sayılı parsel olarak davalı adına, kalan 5.989,88 m2 lik alanın 142 ada 10 sayılı parsel olarak davacı adına tescil edildiği, daha sonra ... Belediye Başkanlığı’nın 06/09/2007 tarih ve 733 K sayılı encümen kararı ile dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede iptal edilen imar uygulaması nedeniyle geri dönüşüm cetvelleri hazırlanması ve 2/B alanlarının uygulama dışı bırakılması sonucu yeniden imar uygulaması yapılmasına karar verildiği, 2007 yılında yapılan imar uygulaması neticesinde davacının payının bulunduğu kök 39, 60, 61, 75 ve 801 no’lu kadastral parsellere karşılık dava konusu 1431 ada 4 ile dava dışı 1412 ada 49, 1449 ada 3 ve 1448 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş haline geldiği, davalı ...’nin ise dava konusu 1431 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 139775/240000 oranında paydaş olduğu kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, hükme esas alınan 15/07/2013 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, noksanın ikmali yoluyla getirtilen şuyulandırma cetvelinin incelenmesinde kök 39, 60 ve 61 sayılı parsellerdeki davacı payının 1431 ada 4 ve 1412 ada 49 sayılı parsellere, kök 75 sayılı parseldeki davacı payının 1431 ada 4, 1449 ada 3 ve 1412 ada 49 sayılı parsellere, kök 801 sayılı parseldeki davacı payının ise 1448 ada 3, 1449 ada 3 ve 1412 ada 49 sayılı parsellere gittiği, öte yandan tescile esas dağıtım cetvelinin incelenmesinde, kök 39, 60, 61, 75 ve 801 no’lu kadastral parsellerdeki ... payının dava konusu 1431 ada 4 sayılı parsele revizyon gördüğü, yine dosya içerisinde mevcut ‘’ Zekeriyaköy Uskumruköy 18. madde uygulaması eski yeni imar parselleri ( yeni imar sıralı ) ‘’ başlıklı cetvelin incelenmesinde 2007 yılında yapılan imar uygulaması ile oluşan dava konusu 1431 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kök 39, 60, 61, 75 ve 801 no’lu kadastral parsellerden geldisi olduğu gibi dava dışı olan ve ...’nin paydaşı olduğu diğer taşınmazlardan da geldisinin bulunduğu, ne var ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm bu hususlar üzerinde durularak kök 39, 60, 61, 75 ve 801 no’lu kadastral parsellerdeki davacı payının geri dönüşüm yapıldıktan sonra yapılan imar uygulaması ile hangi oranda ve hangi parsellere revizyon gördüğünün, yine davalı ...’nin çekişmeli 1431 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki payının farklı taşınmazlardan gelip gelmediği ile hükmen oluşan 142 ada 9 sayılı parselden gelip gelmediğinin açıklığa kavuşturulmadığı, tereddütlerin giderilmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durularak geri dönüşüm, şuyulandırma ve dağıtıma esas cetvellerin, imar uygulamalarının, mahkeme kararlarının ve dosya içersindeki tüm belgelerin bir bütün halinde değerlendirilmesi neticesinde denetime elverişli ve hükme yeterli bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.