Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15603
Karar No: 2015/13095
Karar Tarihi: 08.06.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/15603 Esas 2015/13095 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/15603 E.  ,  2015/13095 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, Kurum işleminin ve borç tahakkukunun iptaline, 01/05/2011 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.



    K A R A R

    Dava, davacının haksız olarak kesilen aylığının 01/05/2011 tarihinden itibaren yeniden bağlanması ile borç tahakkukuna yönelik Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 29/02/2000 tarihinde eski eşinden boşandığı, davacının babasının 23/09/1974 tarihinde vefat ettiği, Kurum"a yapmış olduğu başvurusu sonucunda davalı Kurum tarafından ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 10/01/2011 tarihli Kontrol Memuru raporuna dayanak olarak belirtilen adrese(..gidildiğinde davacı ile davacının ikamet ettiği .. Yönetiminden ..."ın beyanının alındığı tutanak, apartman yönetimince sunulan 04/01/2011 tarihli davacının boşandığı eşi olan ... adına kesilmiş olan 2010/12. ayına ait apartman tahsilat makbuzu ile davacı, boşandığı eşi ve iki çocuğunu kaydının bulunduğu ve boşanma tarihi olan 29/02/2000 tarihinden sonraki tarih olan 20/04/2000 tarihinde Muhtarlığa onaylatmak suretiyle teslim edilen “Site Yönetimi Aile Beyan Formu”nun esas alındığı, davacının tutanağa bağlanan beyanında “ 2000 yılında boşandıktan sonra eski eşi ile görüşmediğini, eski eşinin.. de yaşadığını, çocukların da yazın babalarının yanına giderek görüştüklerini, boşandıktan sonra eşin oturulan ortak konutu kendisi ve çocuklarına bırakarak ayrılmış olduğunu” belirttiği, Apartman Site Yönetiminden ..."ın ise “... ile ailesinin birlikte aynı konutta ikamet ettikleri, 2000 yılından itibaren bu adreste oldukları ,.. Keskin li olduklarını bildiğini, aynı adreste annesi ... nin de oturduğu, site aidatlarını.. in hep kendisinin getirdiğini” belirttiği, yargılama esnasında İlçe Seçim Kurulu"nun yazı cevabı ile “12/06/2011 tarihi itibariyle Batıkent te olan davacının, adresini 06/07/2011 tarihi itibariyle Kutlu Mahallesi-Mamak adresine taşıdığı”nın ve “12/06/2011 tarihli seçmen listesinde davacı ile aynı konutta ikamet eden ve seçmen listesinde kayıtlı olan iki çocuğunun” görüldüğü, yapılan zabıta
    - araştırmaları neticesi “ ..Mah. de yapılan araştırmada davacının oğlu ile birlikte yaklaşık 1 yıldır belirtilen adreste ikamet ettiği, ..."yi tanıyanın bulunmadığının tespit edildiği”nin 15/06/2011 tarihinde tutanağa bağlandığı, “davacı.. ikamet ettiği ..."nin ise hem ... hem Mamak adresli iki adet 15/12/2011 tarihli ikamet kaydına rastlandığının tespit edildiği”nin tutanağa bağlandığı, ... adresli ikamet olunan adreste apartman sakini ..ın “binanın 2010 yılında tamamlandığı, oturanların 2 yıldır ikamet etmekte olup davacının oğlu ile birlikte kaldığı, ... isimli şahsı tanımadığı”nın 17/12/2012 tarihinde tutanağa bağlandığı, aynı hususun 10/12/2012 tarihli tutanakta da belirtildiği, en son olarak davacı ile eşinin 01/01/1999-01/03/2011 tarihleri arasında birlikte yaşadıklarının harici olarak tespit edildiği hususunun tutanağa bağlandığı, “Aile Beyan Formu”nda .. Mahallesi"nde de davacının ve boşandığı eşinin adının da y... da yapılan araştırmada site görevlisi.. ve apartman sakini .." un “belirtilen adreste .. isimli şahsın sürekli ikamet ettiği,.. ara sıra geldiği, davacı ..."ı ise hiç tanımadığını beyan ettikleri hususunun ayrı ayrı tutanağa bağlandığı, aynı konutta oturan..in ise yazılı olarak “Necati ile birlikte aynı evi paylaştıklarını, Necati nin arkadaşı olduğunu, boşandığı eşinin hiç adrese uğramadığını” beyan ettiği, Nüfüs Müdürlüğü yazı cevabı ile “25/08/2011 tarihi öncesine ait adres geri izleme sistemininden davacının boşandığı eşi ... nin 2008 yılı ve 20/05/2011 tarihli adresinin ...-... olarak kayıtlı iken , 15/12/2011 tarihi itibariyle Şahap .... Mamak adresinde kayıtlı olduğu”nun görüldüğü, aidat yakıt masrafı olarak davacının boşandığı eşi adına düzenlenmiş olan 3 adet (2009,2010 ve 2011 yıllarına ait) tahsilat dekontunun dosyaya sunulduğu, taraflar aleyhine açılan ceza yargılaması esnasında duruşmada alınan beyanında Site Yönetiminden ..."ın “site yönetiminin muhasebe işlerinden sorumlu olduğunu, davacının %95 aidat ödemek için geliyor ise, %5 de.. nin geldiğini , bilgisayar kayıtlarına göre beyanda bulunduğunu, yoksa davacı ile boşeşinin birlikte yaşayıp yaşamadığını bilmediğini” beyan ettiği, davacı tarafından dosyaya sunulan klasör içerisinde boşandığı eşinin ..da ikamet ettiğine ilişkin olarak maliye kayıtları, ikamet bildirgeleri, işyeri kira sözleşmeleri, davacının Kur"an Kursu Öğreticiliğine ilişkin kurs bitirme belgesi ... vd. belgelerin yer aldığı, duruşmalarda davacı tanıkları ile Kurum Kontol Memurluğu raporuna dayanak tutanakta beyanına müracaat edilen Site Yönetiminden ..."ın tanık olarak dinlenilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı... ve ..Kanunu"nun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
    5510 sayılı Kanun"un 56"ncı maddesinin ikinci fıkrası, daha önceki sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi, eylemli olarak birlikte yaşama, aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak da benimsenmiştir. Burada, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir. Taraflar arasında hangi hukuki sebep ve maddi vakıaya dayanmış olursa olsun, sona ermiş evlilik birliğinin hak ve yükümlülüklerinin sürdürüldüğü beraberlikler veya kesinleşmiş yargı kararına bağlı olarak gerçekleşmiş boşanmanın var olan/olası sonuçlarını ortadan kaldırıcı/giderici nitelikteki birliktelikler madde kapsamında değerlendirilmeli, ortak çocuk/çocuklar yönünden, boşanma kararına bağlanan veya bağlanmayan kişisel ilişkilerin yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak, eşlerin belirli
    - aralıklarda ve günlerde zorunlu şekilde bir araya gelmeleri durumunda ise kanun koyucunun bu türden ilişkinin varlığının gelir/aylık bağlanmaması veya kesilmesi nedeni olarak öngörmediği kabul edilmeli, boşanılan eşle kurulan/yürütülen ilişkinin, eylemli olarak birlikte yaşama kavramı kapsamında yer alıp almadığı dikkatlice irdelenerek saptama yapılmalıdır.
    Anılan 56"ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurumca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken; eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle, kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan “boşanma” hukuki durum ve sonucunun eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nda “anlaşmalı boşanma” adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibarıyla gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Sonuç olarak; 5510 sayılı... ve Genel .. Kanunu"nun 56 ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle davacının tutanak tarihi itibariyle ikamet ettiği adreste oturan apartman sakinleri re"sen belirlenerek bunların beyanları alınmalı, boşandığı eşinin..."de çalıştığı işyerinde işyerinin kayıtlı sigortalı çalışanlarının davacının boşandığı eşinin çalışmasının niteliği, işyerinin sezonluk olup olmadığı yönünde beyanlarına başvurulmalı, bu kişilerin adreslerine ulaşılamaması veya beyanları ile yetinilmemesi halinde boşandığı eşin çalışmasını bilebilecek nitelikte komşu işyeri tanıkları araştırılmalı ve tespit edilen tanıklar dinlenmeli, boşandığı eşin ...-.. olarak kayıtlı ikametgah adresinde elektrik, su faturalarının adına kayıtlı olup olmadığı araştırılmalı ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Yapılacak iş, davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşayıp yaşamadığının tespiti için, yukarıdaki açıklamalar kapsamında ayrıntılı araştırma yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi