Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15663
Karar No: 2016/722
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/15663 Esas 2016/722 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/15663 E.  ,  2016/722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2011 ve 26.03.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava ve birleştirilen dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 243 parsel sayılı taşınmazda davalı adına tescil edilen 1/20 ve 1/30 hissenin kanuni önalım hakkına dayalı olarak iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları, satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
    Somut olaya gelince; davacı 27.06.2011 tarihli asıl dava dilekçesi ile davalının 243 parsel sayılı taşınmazda, 24.08.2010 tarihinde dava dışı kişilerden 2.400,00 TL bedelle satın aldığı toplam 1/20 payın adına tescilini talep etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeliyle bu satış nedeniyle davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olup bu miktar dava değerini teşkil etmektedir. Asıl dava 6100 sayılı HMK"nın yürürlük tarihinden önce açıldığı için geçici 1. maddesi uyarınca HUMK"nın 1. maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. 1086 sayılı HUMK"nın 8/1 maddesi hükmü uyarınca sulh mahkemeleri dava tarihinde değeri 7.780,00 TL"ye kadar olan davalara bakmakla görevlidir. Buna göre dava tarihi dikkate alındığında asıl davaya bakmakla sulh mahkemesi görevlidir.
    Ancak birleştirilen dava ile davacı, 26.02.2012 tarihli dava dilekçesinde, davalının aynı taşınmazda 20.07.2011 tarihinde satın aldığı toplam 1/30 payın adına tescilini istemiştir. 6100 sayılı HMK"nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş, 1086 sayılı HUMK"nın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki mamelek hukukundan kaynaklanan değer ve miktara ilişkin hükümler 4. maddede yer almamıştır. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK"nın 383. maddesi uyarınca, 382. maddede belirtilen çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. Birleştirilen dava da 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açıldığından mahkemenin görevli olup olmadığı 6100 sayılı HMK"ya göre değerlendirilmelidir. Buna göre de sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Birleştirilen dava yönünden asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Asıl dava ve birleştirilen dava arasında birlikte görülmelerini gerektiren fiili ya da hukuki irtibat da bulunmadığından bu davaların birlikte görülmeleri zorunlu değildir.
    Bu durumda mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re"sen gözetilerek birleştirilen davanın tefriki ile asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekirken davalar birlikte görülerek her iki davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi