16. Hukuk Dairesi 2015/9700 E. , 2017/6495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "112 ada 71 parsel sayılı taşınmazın 19.07.2010 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü ile 107 ada 86 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükümlere yönelik davacı ve dahili davalıların temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, 112 ada 71 parselde (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin hükme yönelik davalı Hazine temyizi yönünden ise; gerek mahkemece dosyaya getirtilen gerekse Dairemizce dosyanın geri çevrilmesi sonucu dosya arasına konulan belgelerden davacı ... adına 103 ada 6, 21 ve 181 ada 2 parsel sayılı, davaya dahil edilen oğlu ... adına (edinme sebebinde 2004 yılında babasından satın aldığı belirtilen) 103 ada 26 ve 131 ada 203 parsel sayılı taşınmazların belgesizden tespit gördüğü ve kesinleştiği, söz konusu taşınmazların toplam miktarının 100 dönümün üzerinde olduğu, 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 14. maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceğinin öngörüldüğü, mahkemece davaya dahil edilen ..."un adına tescile karar verilen 112 ada 71 parsel sayılı taşınmazın (B) ile gösterilen 35.049,80 metrekarelik bölümünün (taşınmazın edinme sebebinde babası .... tarafından 2004 yılında hibe edildiği bildirilmekle) 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasının üstünde olduğu açıklanarak; davacı ve çocuklarına bu husustaki beyanlarının sorulması, gerektiğinde davacıya tercih hakkı hatırlatılarak 14. madde de öngörülen miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek taşınmaz ya da taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilebileceğinin düşünülmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 107 ada 86 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılarak tescil harici bırakılmasına ve kendisine özgü sicile kayıt edilmesine, çekişmeli 112 ada 71 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."ın 19.07.2010 tarihli raporunda ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 35.049,80 metrekarelik bölümünün ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı ... adına tarla vasfı ile tapuya tesciline, 112 ada 71 parselden ifrazdan sonra kalan kısımların mera vasfı ile tescil harici bırakılmasına ve kendisine özgü sicile kaydına karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ...’un 107 ada 86 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; 107 ada 86 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına dair 07.05.2013 tarihli önceki hüküm, davacı ... tarafından temyize konu edilmiş, ancak davacının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden bu parsele ilişkin 07.05.2013 tarihli önceki hüküm kesinleşmiştir. Mahkemece bu parsele ilişkin olarak yeniden aynı yönde hüküm kurulması hatalı olup, kesinleşen bu parsele ilişkin yeni hükme yönelik davacı ...’un temyiz inceleme isteğinin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
2- Davalı Hazine’nin, çekişmeli 112 ada 71 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan 19.07.2010 tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece, davacı ve dahili davalılar adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yoluyla tespit edilen taşınmaz miktarının 100 dönümü aşmadığı gerekçesiyle çekişmeli bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç hatalı olmuştur. Yargıtay bozma ilamında, davacı ... ve çocukları... ile ... adına, dava ve temyiz konusu bölüm dışında aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edilen taşınmazların tamamının ...’un zilyetliğine dayalı olarak tespit gördüğü, tespit edilen taşınmaz miktarının yüz dönümü aştığı açıklanarak; dava ve temyiz konusu (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin olarak davacı ve çocuklarının beyanına başvurulması, ondan sonra değerlendirme yapılması gerekliliği üzerinde durulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra davacı ... ile oğlu ...’un beyanına başvurulmuş, her ikisi de; taşınmazın ....’dan geldiğini ve asli zilyedin ... olduğunu ifade etmişlerdir. Böylelikle dahili davalı ...’in çekişmeli bölümde 20 yılı bulan, müstakil asli zilyetliğinin olmadığı anlaşılmıştır. Dava dışı taşınmazların davacı ...’un zilyetliği ile kazanıldığı, kazanılan miktarın 100 dönümü aştığı, dava konusu taşınmaz bölümünün de davacı ...’un zilyetliğine dayalı olarak talep edildiği anlaşıldığına göre, aynı çalışma alınında belgesiz zilyetlik yoluyla edinilecek taşınmaz miktarı sınırının aşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.