3. Hukuk Dairesi 2016/14325 E. , 2017/2923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı eşinin bir hanım ile ilişkisi olduğunu, kendilerine yardım etmediğini ileri sürerek; kendisi için aylık 1.000.00.- TL, ortak çocuk için aylık 750.00.- TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının sadakatsiz olduğunu, bir erkek ile mesajlaştığını, fotoğraflarını yolladığını, davacının iddiasının doğru olmadığını, ortak çocuk için aylık 250.00.- TL ödemeyi kabul ettiğini belirterek; davacı yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı ve ortak çocuk için aylık 300.00.- er TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.
TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.
Somut olayda; ev hanımı olan davacı ortak çocuk ile birlikte kendi ailesinin yanında Kayseri"de, davalı ise Hava Meydan Komutanlığında sözleşmeli er olarak çalıştığı Milas"ta yaşamaktadır. Dosyada yeralan deliller incelendiğinde; davacının, davalının bir hanım ile ilişkisi olduğunu ispatlayamadığı; davalının ise, dinlettiği tanıkların beyanları ile davacının davalının arkadaşı olan bir erkek ile mesajlaştığını, fotoğraflarını yolladığını, bu nedenle ayrı yaşadıklarını ispatladığı anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ışığında, davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunu kabul etmek mümkün değildir.Başka bir anlatım ile, davacı, ayrı yaşamakta haklılık olgusunu kanıtlayamadığı gibi ayrı yaşamaya kendi kusuru ile sebep olduğundan davalıdan tedbir nafakası talep edemez.
Mahkemece; davacı kadın yönünden tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmaya gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.