1. Hukuk Dairesi 2014/19612 E. , 2017/2247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davacı... yönünden davanın reddine, davacı ... bakımından davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 2.5.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi temyiz edilenler vekili Avukat ... geldi duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacılar, davalılar ile iştirak halinde malik oldukları 84 ada 9, 15 ve 16 parsel sayılı taşımazlara davalıların kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini ve kullanımlarının engellendiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacıların taşınmazı kullanmalarına engel olmadıklarını, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ... yönünden davanın reddine, davacı ... bakımından davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen tazminat toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen tazminat miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı, yargılama sırasında sadece tazminat miktarı üzerinden harcın ikmal edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden tazminat isteğiyle ilgili olarak talep edilen miktarın tamamı ile el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak değerin toplamı üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, davalılar hakkında paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken paydaşlık durumu dikkate alınmadan mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, farklı tarihlerde tarafların taşınmazdaki pay miktarlarının değiştiği ve buna bağlı olarak talep edilebilecek tazminat miktarında da değişiklik olacağı dikkate alınmadan hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, davalıların zamanaşımı itirazı bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi de isabetsizdir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.